bir çocuk
varı göğü bir tutam saç
ki, akşamın avlusunda az açılmış yırtmaç çiçeği
uzak, çok uzak
Arkadya alımlı buz- bebek
bin yıllık suskunluğumuzla uzanmışız
gözlerimiz karşı karşıya
bakışlarımız iç içe
kemik kemiğe kollarımız
bir kazı tokmağıyla çalmışlar kapımızı
insanlar
ötecil bir kuş
gelecek zaman kipinde cik cik
sesine kış yuvası örüyor
öyle de hızlı dönüyor ki gagası kilidinde
savurduğu çip ateşi aratmıyor
Üzüme varıyor elim, ateş suyuna
Verili gülüş, kavi kanatlar, güvercin yörüngesi
Ekleme ömür diyorum; giz’den gelen sevgili
Raconu da kisvesi de kendisi
Cemal’i soruyoruz: “ Uçurumda Açan “
İçinde bin sevdanın bir ömür demlendiği
bir salınma zamanı doğmuşum ben. iris inceliğinin başını küçük harfli bir yele dayayıp uyuma med-cezirlerine dönüştüğü bir anda...
gelincik kiracılığının bir tarla için ağız dolusu bir türkü ağırlaması gibi uzayıp inceldiği zamanda...
ben salınma zamanı doğmuşum. bıldırcın annesinin yavru paytaklığına ayak uydurup yarım metrelik boylarıyla duldalarında güneşi dinlendiren öğle vakti ekinlerinin nihavent makamında...
kanımda ıskalayan ırmaklar
yorulan deniz
suyun suyu bulamayışı
dönüşemeyen karbon
yorulan hava
canımda kirli dönence
Her güzellik kalmalı yarına:
Yeşilin sararması sonbaharda,
İlk yazda kendini doğurması,kalmalı.
Göknarın,ladinin,kızılçamın,
Toros yellerinde saç taraması,
Kızılırmak boylarında söğüdün,
kimi güzler kısadır
azıcık elleriyle tutarlar
bir beyaz döndürür ayazın periciğini
iglohan* başlar
yokuş da yok oluş da
bir batında kaç kahraman doğurur bir kal’a?
Kocadağ yumurtaları bombayaz
yirmi yıl dile kolay
üstünde dört mevsim Urla göğü
ve dokuzcan doğasına
dünya dönüyor
demek ki
dönmeyle takvim tamamlıyoruz
soluma bir
sağıma iki
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!