Şeylere sızmaya geldim, özüne ve ötesine
İkircikten el aldım, karşıtlık ve uyum sıvazladı sırtımı
İkiye karşı tek ayak, ömür boyu dikildim
gözleri çimen çerağı
içe döşeli
bir kulağında uzakçalar
senfoniye tırıs
bir ağzında uğrun uğrun notalar
kapatmış göğümü bin kat incelik
Ölünce çok ölürler
yazgıları bin yerinden üstlerine kilitli
Kendime söylüyorum içimdekine
bu Pasifik ne ki böyle
yoksula yiğit
hey günler kara günler
fersiz kanatsız günler
ne çember çıkarır yoluma
ne çocuk
göğünün de ayakları küt
gelip de tavlamaz toprağı
kırmızı karıncalar
gide gide güderler
kızıla konar iklim
döl üstünde duldaca
bir çekişte suya batar
şarkılar okula dokununca
çocuklar Lorca'ya varır
büyür harfler seksen renge boyanır
patlar tohum sürer ışkın
sınıflara dağılır
hadi çocuğum
al şu çarşambayı da
sabahçı bir salı kap gel
Çocuklar
Çocuklarımız
Kökümüz gövdemiz çiçeğimiz
Kolumuz kanatlarımız
Çocuklarımız
Odumuz ocağımız
gün kesik öksürüyor usta
kalın giysin tulumu
karnı da bir tuhaf tepelemece
bir Afrika'lı otacıya gösterelim
sonra altına bir yeni yıl serelim
otursun AB'ye kadar
Ay ışığı kokuyorsun bakışların vapur
Sulara salınmış kollarımı tutup
Sabah serinliğine
Dilimi güvercin ötüşlerine
getirip bırakıyorsun
Ne ay güceniyor buna
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!