sevgili dediğin
deli bir lodos dalgası gibi gelmeli
bebeğin ilk uzanması gibi memeye
koluna girmeli
sevgili dediğin
adıma imzalanmış coğrafya
söğüt akşamlarından sağılmış hüzün
fail-i meçhûl bir yarayı temize çeken divan
sonra pençe- peşrev saçların
terime temmuz dağıtan yüzün
dağın hangi yanını örtsem üstüme
ayazım ve karanlığım koyu
dündü işte en yıldızlı yeriydi
hani başım dönmüştü gülüşünüzden
bir bulutu bin horonla uğurlamıştık
nasıl düştüysem gecesinden
siz alın götürün yollarınızı
kapılarınızı, pencerelerinizi
denizlere, denizlere açılan eşiklerinizi...
dalga düğünlerine
bulut püsküllerinin bin türlü fingirdemesine açılan hanaylarınızı
alın götürün.
ey akşam dedim ağzıma
bana lâf kalabalığı yapma
bütün fasulye çubuklarının
ucunda eğlenir gökyüzü
bütün mısır püsküllerinin altında
sere serpe toprak
Dünyanın damlarından kan kürünüyor adamlar Kana
Kışlar da bütün yas giyiniyor ılgınlar ırak
Toprağı topla diyorum döşüne siper olsun
Yoksa nasıl çıkılır yakın kıyılara
Çöl yarığı bile dengi dengine
Kumuna tek dalar yalın yapıldak
kapağımızı kapat âdem
dengemize poyraz doluyor
sonra yağmur sızar
tohum avuç verir
değirmene düşeriz.
korkunun krallığı da yıkılır
suyun bebek haline döner insanın yüzü
günah için bir kurşun kalem bile değmemiş
yeni doğan masumluğuna
Orta'nın Doğu'sunda döner hesap
tabanlarımıza nişadır aşısı yaptırdık
parmaklarımıza tetik eklettik çin çeliğinden
karıştığımız kaos
çağın en düşümlü yerinde düello
alfa hızıyla kalkış
şair dediğin kuşlar kondurmalı elime
sevgili gülüşünden yağmur kanatlı
bir güneş doğurmalı güvercinlerden
gagaları çocuk şakadan aklı
şair dediğin gelincikler gezdirmeli şubat içinde
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!