Sezmeden hiç kimse sancılarımı
Gittiğin diyara beni de götür
İçimde saklarım acılarımı
Gittiğin diyara beni de götür
Toplarım eşyamı tek bir nefeste
Aynaya bakan yüzüm
Bir türlü aksetmiyor
Efkâr tütsülü sözüm
Hasretime yetmiyor
Benzi solgun resimler
Beton duvarlar ile çevrelenen ağ benim
Zehirli tohumlarla çiçek açan bağ benim
Sayılı nefesleri pervasızca tüketen
Yokluk müptelasına tutulan her sağ benim
Küçücük bir çocuğum.
Hasta, yine yatakta büzülmüş köşesinde.
İlaç yarıya inmiş o kirli şişesinde.
Yüzlerde bir endişe, kim eski neşesinde
Gülen yok!
Sırtımda dünyanın en ağır yükü,
Kolayı sevmedim, zoru bilirim.
Yandım senelerce bıkmadım, çünkü
Ateşler yoldaşım, koru bilirim.
Gönlüne hapsetmiş sancılarını
Gözyaşına boğmuş acılarını
Bir kurşun yok eder bütün varını
Havada özgürce uçamaz kuşlar
Kanadı kırılır kaçamaz kuşlar
Aynada tanımaz oldum kendimi
Yılları yıllara sattım bilmeden
Zaman taşkın bir su, yıktı bendimi
Hırçın iklimlere çattım bilmeden
Korkular gölgemi buldu ilk önce
Durdum yol ortasında, sanki kâinat durdu
Kapadım gözlerimi, bir anda hayat durdu
Gökyüzü bulutları sürüklerken boşlukta
Şimşekler, yıldırımlar her şeye inat durdu
Büyüledi rayihan, mestaneye döndürdün
Gönül hanemi yıktın, viraneye döndürdün
Gölgeni adım adım izlemek sevda bana
Yönüm, yolum hep sana; pervaneye döndürdün
Bomboş sokaklar bugün
Caddelerde bir hâl var
Akıl küt, mantık sürgün
Asker dolu her bulvar
Ne oldu, ne var
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!