Ocak:
Veda vaktinde yağıyor yağmur ölesiye.
Gördüğü herkeste var bir şemsiye.
Açmaz onsuz hiçbir yağmura şemsiye.
Sakınmaz ıslanmaktan, bankta yazar bir mersiye:
Ekranlara hapsoluyor en üstün canlı.
Tüketiyor kayıp zaman cezasını.
Doyumsuzca yiyiyor fırsatını bulduğu şeyleri.
Nefsi sınır tanımaz aşkı görse olacak müdafi.
İstediği işi yapmıyor zorunda bırakılıyor paraya.
Herkes çocukken duygulu, neşeli.
Tanımaya çalışıyor etrafı köreliyor duygusu, neşesi.
Öğrenip uyuyor etrafında olup bitenleri.
Ezberletilmiş dünyada unutuyor bildiklerini, kaybetmiş hislerini.
Gözbebeğinin siyahı, bir karadelik kaçılmıyor.
Gözlerinin beyaz kısmı, karanlığa ışık yakıyor.
Gözlerinin rengi dünyaya yeni bir renk kazandırıyor.
Bu gözler yolunu kaybetsede yollarını gözlüyor.
Ölümün ötesi artık değil mi gizli zan.
İlgi çekmeye çalışan hazlar beyni oyalayan.
Yokluğunu unutturmaya çalışan.
Hayatla kandıran.
Yokluğunu kabul etmiyorsun.
Binlerce hayat farklı olsada.
Hikayelerde ortaklıklara rastlanılsada.
Akış sadece bir kez oluşuyor.
Bu hikayeye hayat, bu hayata da hikaye deniyor.
Kör talih damgasını vurup unutturmasın sana beni.
Ben değilim seni fark eden, kalp dile geldi der: Ruh ikizi.
İlk görüşte çoktan vurulmuş mühür: Yaşatır, ikili deliliği.
Aklım olmuş bir deli. Ruhum ise çoktan çıldırmış olmuş zırdeli.
Her gün görülen rüya.
Hatırlanmayan detaylar.
Bir metro var.
Gerisi bilinmez rüyalar.
Gidilecek bir yer var belki.
Haber yok dört gündür.
Mezardaymışsınız üç gündür.
Yolun yarısı, yarım kalmış bir ömür.
Ölümünüzden önceki gün bahsettiğim ölüm bu değildi, hikayede görünür.
Ölüm hikayelerde değil bu defa, hayatta.
Ne, yazdım şimdi bu kelimeleri.
Ne, sen okuyorsun şimdi.
Bugün değil bu zaman, önceden tamamlanmış bir sonun geçmişi.
Bugünün dünden haberi yok, başlatır hatırlamak için ismi sonra olan yarındaki kaderi.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!