içimde; eski zamanların sarhoşluğu…
gözlerimde, hasretin yakıcı kokusu
yol alıyorken yüreğimdeki sokaklarda,
sana çıkıyor desem de her yol…
inanma!
karışıyor aklım kavşaklara yaklaştıkça.
kaldım iki dağ arasında…
düşler hep geç gelirdi bizim oralara
normaldi inek sesleri arasında hayata merhaba demek
doğum sancıları duyulmasın diye hatta
daha çok bağırtılırdı inekler
okyanuslara yatırdım bu akşam gözlerimi
yarınlarıysa gömdüm dağlara
isyanım kalmıştı bir tek...
isyanım,
gençliğime kurşun sıkıp
güneşi çalanlara
Salına salına
gidiyor
bir kaplumbağa
tutup yardım etseniz
sığınır
kabuğuna.
sana,
tekrar döndüğüm
günden beri,
rahatsız ediyor,
ayağımın altında
bir şey beni.
Sen, hep varsın aslında
Bir öyküde, unutulmuş bir romanda
Hiç korkmadan, hiç usanmadan
Aradım seni,aradım asırlarca
Ve yazdım hiç durmadan...
koşuyorum…
yağmurun altında
yüreğim,
sudan çıkmış balık
üstüm, kupkuru
kimse bilmez
ne çok acır yaram
ne çok kanar…
sorduğunda banka memuru,
adını bilmediğim halde
annemin kızlık soyadını.
kimi tek başına,
yapayalnız...
kimi eşanlamlı...
kimisi ise ikiz...
ama,
bazıları var ki aralarında
- Cemal Süreya’ya –
ve Tanrı
önce Cemal’i yarattı,
sonra Cemal
şiiri.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!