Bu mezarlıkta buluştu ikisi.
Birisi cenazeci,
Kürüyerek ölüleri…..
Ve diğeri bir peri..
Burada buluştu bu ikisi,
Bilimkurgu/ epik fantezi de bir yerde insanlık gidişatına benziyor mu diye düşündüm. Çünkü tek tük örnekler çıkabiliyor böyle ancak çok fazla çalışanı var her zaman malum olduğu üzere konunun Türkiye’de. Önemli olanı bir araya getirip önünü açmak bunların gerekliydi. Nasıl ki, bir Harry Potter çıkıyor çok para yapıyor ancak endüstrileşme asla yaratıcılığı baltalayamıyor çünkü izleyen çocukler ve bebekler her zaman yaratıcı özelliklerini kullanarak ve merak içerisinde serpiliyorlar işte bundan durmayacaktı bir kutsi, bebek vızıltılarıyla, ya da Harry Potter’a da şekil veren..
Böylece yazmaya başladı bir çizer. Yazarken çizdi, yazdıklarını kahramanlar söyledi, yarattığı çağlar çağlar ötesinden ulaştı bugünlere, bilim kurgunun türeyişi gibi: birdendire olmadı ki, öyle sezildi; diye gitti; Metropolis bir utopia, le Voyage dans la Lune veya; West World mesela, disutopia; cyberpunk ve epik fantezi vesaire..
Aklıma geldi, “Altın Küre Buz Duvarı üçlemesi 2. Cilt”, şu kitap Douglas Niles’ın bir kitabıymış hoş yazarı da duymamıştım ama Ankira yayıncılıktan çıkmış ki Ankara adına pek bir benzeşmekte, keşke birbirinin devamı olmasaydı bu kitapların tümü de… Bazen okuması üretmesi, kolaydır da, son çıkan kitabın başlangıcıdır hangisi, bulmak zor olabilir, araştırdıkça bile. Sanki ışık hızına yaklaşılınıyor ve kat edildikçe basamakların sayısı artıyor. Fakat yine merdiven aynı merdiven. Kaldı ki, yönü de aynı. Homojen ve izotropik. Evrenin arka planından sızan kızılötesi ışınımı gibi, karanlıktan ışık tutan Atatürk ya da Merlin’in efsaneleri gibi, Yeşil yol filmindeki ışık yutan ve sonra günah çıkarır gibi o istavrozu istifrasından çıkartan masum dev John Coffey gibi….
Evet, bak yine ışık o biçim yaklaşıyor. Arkasından yaklaşmıyor Ay’ın, Jüpiter’e cepheden yaklaşıyor. Ama onun hilesi ne biliyorum. Jupiter bir yıldız değil. Az daha büyük olsa yıldız olacakmışmış.Onun güvencesi bu. Nasıl saf bir güvence böyle emekletebilir demeyeceğim, emekletebilir günahı? Böylece, ortaya çıktı, ışıkla yok edilmesi lazım ışığın ki ardından sallayacağım bir gölge, anlamlı olsun şok etmede. Çünkü bekliyor baksana aksi bir davranış, Jüpiter’e cepheden yaklaşan şu dalış. Sanki karanlık yaklaşacak ilk önce. Hayır! Cahile böyle oyun taslanmaz. Yeterince asil olabilmeli. Hiç olmazsa, insan kendi için: Önce bir nezaket sunulacak, sonra karanlık.. Yine her zamanki gibi irkilecek tüyler, ama akıl ermeyecek daha önce hiç gerçekleşmeyen bu biçime. Bu enerjiden bir tosun doğacak, ebediyen kaçakların ürkek direktiflerine istinaden, ardına bakmadan; ve onları kovalayacak kovalayan...
MUKOZANIN ÜSTÜNDE SÜRÜNÜYOR KASİDE.
DİRİSİN SEN YAPIŞKANLIĞINLA! !
YANİ BİR KERE DEĞİL DE
AMA İKİ KERE HAREKET EDEN BİR SALYANGOZ OL
SENİN İÇİN VAROLAN ŞEYLERDE
KENDİNİN DE OLDUĞUNU BİLDİĞİN
Karıncayı ezemeyen anarşist;
Fil ordusunu iteleyen,
sarkacın kollarında.
Kollar görünmüyor,
kolların cismi de yok:
Amerika bir rüyalar ülkesi mi
Çabalamaksızın,
Vaatlerin gerçek olduğu …
Norveç balıkçısı
Nasıl neutregena
Kan ter içinde kanayan yeminler
Öncesinde verilir gerçek sözler:
(Like a goth - Welsh from Cardiff,
Wins in a battle & beats Hitler.)
'Hiç gelmeyecek-son'a yakın
Bir kendinden çeker-loko'motif:
Tehlikeli bir günlük.
Ve roman'ın Batı'dan gelişiyle hiç bir ilgisi yok.
İşte. normal hayatta hiç görülemeyecek tipte
‘En yaşlı bazıları’ koyuluyor küvezlere:
Tuhaf bir merhamet anlayışı, savaşlarla yoğrulan için.(3)
_Nereye gider sevgili şuh benden habersiz;
kimler ya da ne, doldurdu seni kedersiz..
Çiçekler bahçe bahçe odamda kıvrılmış
sessizin gülyüzlüsü nerde diye sorarlar.
Mercan gibi berrak sesi koca denizin;
Bulunduğun an ve geleceği güzel yaşamak önemliyse, bulunan bir ilk an’ın hep daha da öncesini düşünme hakkımız var ancak geleceğe bu nevi çeşitli olumsuzlarla yön tayin etme hakkımız asla yoktur.
Kendini taraf sanan, iki yalansı-yaka’nın olduğu yerde, ilk hareketi yapanın kim olduğu önemlidir. Çünkü gidişatı o çizer. Güzel bir dünya için, bulunduğun an ve gelecek adına sorumlusundur. Yetersiz alt yapıyla atılan adımlar, bazı iyi niyetler taşısa bile, elbet açık verecektir gün gelip! ! ! akın akça
-
Pedal çeviren çocuklar uçuverdi göğe.
Ormanların üstünden geçtiler.
Yanlarına kaptıkları sevimli yaratık
İle, kumaşımsı karantina tünelinden.
Sadri Alışık’ı hatırlattı bu, nedense.
Uzay Yolu, Turist Ömer’de;
yeni tanımaya başladığım bi kimlik.. şiir başlıklarını ilginç buluyorum. konular da öyle.. edebi yorum yapmak istemiycem bi şair gibi geldi şimdilik bana. çünki edebi olmak amacıyla yazmıyor sanki.. derdi içini dökmek, derdi bilgileri ve ideallerini paylaşmak gibi geldi.. eh.. şimdilik bu kadar.. se ...
KARMAŞANIN ŞAİRİNE;
Yaşam pek çok farklı gibi görünen alanıyla bile birbiriyle ilintilidir. Senin pek çok farklı ürününde (şiir ve deneme yazılarında) bu bakışı kavrayabilen bir yerden ele aldığın, konuları böylesi bir mercekten bakarak gözden geçirdiğin, olguları birbirine katıp sonra yenid ...