Azımsadığımız bizden değil,
Yediğimizden çok.
İnsanlar dolaşır mecliste,
Garipsemeyin.
These flowers in flowerpots on the balcony
seems like bud of spring trees
and the links of these things are souls of joy
to the leaves, hidden leaves are in a split or in a cavity, ot sthg like that
where spirit of tasty fruits freely lives.
A thing that we already know, a prescription.
İnsanlara prim vermezsin demek! !
ama hayata döndüğümü sanma.
ancak içindeyim de yaşamın! !
Kadere gülmek, aşındırmak değil:
gülmek ve
Saklıyken anahtarı gizli kirişlerin;
Kirişi kırmaların ya da fanusun …
Bazen öyle rahatlar ki insan,
Sınırsız büyük bir cam ormanın
Kesafetinde raksetmek gibi ulvi.
Boşver, balistik anlamaz dışavurumunu bir katilin,
Senin; sırt dönülse de tek anlayanın
Sesini duyuyorum şıpırdatılışının bir sakızın..
Ağzında, bir sağa, bir sola; ve son, çeneden alaşağı
…
İlle de, “Geçmişten bir esinti
getirdi.” dediler.
Geçmiş de geleceklerin bir fırsatı olsa da…
Mayalıdan önce de sonra da uğradı
rengarenk yaz ve bahar çiçeklerine Arı Maya.
KAYNAKÇALAR
ASTRONOT:
ASTRONOT Alm. Weltraumfahrer (m) , Fr. Astronaute, İng. Astronaut. Uzaya gönderilen araçları kullanmak ve gerektiğinde uzayda ve dünya dışı gökcisimlerinde yürümekle görevlendirilen insan, uzay adamı. Astronot deyimi bilimsel literatüre 1959 yılında başlayan uzay çalışmalarıyla girmiştir. Ruslar ise astronot karşılığı olarak kozmonot kelimesini kullanırlar. Uzaya fırlatılan ilk araçlarda insan bulunmuyordu. Bu insansız uzay araçları yeryüzündeki üslerden i...
Alm. Weltraumfahrer (m) , Fr. Astronaute, İng. Astronaut. Uzaya gönderilen araçları kullanmak ve gerektiğinde uzayda ve dünya dışı gökcisimlerinde yürümekle görevlendirilen insan, uzay adamı. Astronot deyimi bilimsel literatüre 1959 yılında başlayan uzay çalışmalarıyla girmiştir. Ruslar ise astronot karşılığı olarak kozmonot kelimesini kullanırlar. Uzaya fırlatılan ilk araçlarda insan bulunmuyordu. Bu insansız uzay araçları yeryüzündeki üslerden idare ediliyor ve hareketleri tamamen elektronik haberleşme sistemleriyle ayarlanıyordu. Dünyamızın etrafında yörüngeye oturtulan uydulardan Venüs ve Mars gibi uzak gök cisimlerine gönderilen araştırma sondalarına kadar bir çok uzay aracı bu sınıfa girer.
Yüzü sevimli.
Ağzının kenarları gülüyor.
Kenarlar ortası
yüreğe bağcıklar kuruyor.
Bir adam,
kansere direniyor.
kalabalık
yelkovan kuşu sürüleri
üşüştü Güney Kutbu'nda
denize...
her yer doldu
ve ortalarında,
Cik kuş, öt hoş
Sabahlarımız şenlensin
Gecelerimiz demlensin
Bundan, alabildiğine öt:
“Cik', 'cik', 'ciik! '
yeni tanımaya başladığım bi kimlik.. şiir başlıklarını ilginç buluyorum. konular da öyle.. edebi yorum yapmak istemiycem bi şair gibi geldi şimdilik bana. çünki edebi olmak amacıyla yazmıyor sanki.. derdi içini dökmek, derdi bilgileri ve ideallerini paylaşmak gibi geldi.. eh.. şimdilik bu kadar.. se ...
KARMAŞANIN ŞAİRİNE;
Yaşam pek çok farklı gibi görünen alanıyla bile birbiriyle ilintilidir. Senin pek çok farklı ürününde (şiir ve deneme yazılarında) bu bakışı kavrayabilen bir yerden ele aldığın, konuları böylesi bir mercekten bakarak gözden geçirdiğin, olguları birbirine katıp sonra yenid ...