Ruh sevdalıları
bir patik asıyor cep delik cepken'liklere.
Noel Baba geçse kaç yazar
deniz aşırı uğramamışlıklardan...
O, taşlı şöminede, gene de, bir kırmızı patik.
İçine hediye doldurulacak.
SARSILSIN GEMİ,
RÜZGAR GÜÇLÜ.
SARSILSIN GEMİ.
AZ YAN YATSIN
VE BİR AN
Gerçekten kaç kişi
geçti o yoldan?
Royal,
fransız mı ingiliz mi …
Yoksa belki
o da mı yoksa
Çiçeğim, peteğin içindeki henüz oluşmakta olan sarı balın içindeki kraliçe arının
binlerce petek gözlerinden, uçuşkan kıl kanatlarından Kelt ayinlerinin iğnesinin zarar-sokması;
ah, kaç gece ölümsüzlüğe varırsın sen doğurtup da sonra suçlayan olarak görürsen sen beni, ıtırın?
Çünkü bazı erkekler vardır, ahlaksız gibi çoğalırlar; ama bazı kadınlar da tepkisiz, doğrudur oturması.
Sana yanlışım varsa yakmalısın beni dev ayin tahta kulesinin zirvesinde bağlı, Kelt şamanı uzantısı;
bu kadar anaç, bu kadar amazon olunmaz, solmaz baltaların ahı tarumar varmaz; ter, tuzludur
1.
Bir eseri yazan kişi açısından bile değil, sırf yazılan eser düzleminde ya da ortaya konulan bir eseri bile değil, sarf onu ortaya çıkaran kişi açısından düşünüp, icra edilene o gözle bakabiliyor muyuz? Arasında, deresinde kalana karşı çıkarken ne yaptığımızı düşünebiliyor muyuz? Çeşitli açılardan ‘bencil ipe sapa gelmezliklerimizden soluduğumuz her an’, dem vurabilip; onu sonsuza kadar sorgulayıp, bizi biz yapanın aslında bizi bize yakınlaştıran değerler ve bu değerlerin de bizim kendi kişiliğimizin bizim kendimiz oluşu gerçeğini olduşturduğunu kavrayabiliyor muyuz ya da ne oranda kavrıyoruz?
Bunun ne oranda gelişeceğini, bizim hareket noktamız belirler -hareket noktasının orta kısmını, hareket noktasının başlangıcının belirleyişi gibi, tam olarak. Fakat bu direktifte hareket ediyorsak, artık sormamız gereken tek bir şey kaldığını da biliyoruzdur, sanırım: Bunu ne oranda sunacağız, yani ne yoğunlukta yararlı şeyler ortaya çıkaracağız, kendin için olduğu kadar, herkes için de faydalı -ki aslında bu ikisi aynı ama bu da ayrı …
Evet, “bu geriye kalan tek şey” dediğim şey, sanıyorum gerçekten o kadar önemli ki, çoğul bütün olumsuz faktörleri kolaylıkla ekarte edebilir, etmelidir ve çoğunlukla görebiliriz ki, ediyor da.
Sürmekte olduğun yol nasıl bir yol? Bir tane patika mı? Çok mu cılız bir yol bu? Karanlık mı? Yoksa apaydınlık bir cılız yol mu? Cılız’ı nasıl değerlendirdiğimize bağlı? Dünyada yaşamak, bu dünyaya gelişimiz bir acz midir, cılızlık mıdır? yoksa kısır olmayan değerlerimiz, bizi her vakit gelişime sevk edecek olan; açık kapıları bize meyilli, ışıklı bir açık alan ufuk mudur?
Tek bir o güzel noktanın yokluğundaki
kırmızı gül;
virgüllerin utanç değil senin için! !
ada'n.
kaderinin önünde eğil...
Bir dispanser vardır bu topraklarda,
Kimin yaptığı ya da
Yaptırdığı, belli olmayan -absurd kaçan;
Imhotep de, baş mimarı, değildi herhalde (!)
Ama, Afrika’daki -en ücra- sağlık ocaklarına benzer;
Gönüllülerin Batı yakasından ve yerlilerin,
to brian and about naile duman's poem 'AÇ KAPIYI BEZİRGÂNBAŞI'of labour issues
*
Protect yourself from baby alien,
protect yourself from food vegetarian.
Protege moi, protect you from what you want.
This is your Immanuel Kant.
Ve, hep doğuyor.
ağlamasından sonra
kahkahalarla gülmeye başlıyor
Ve hep baki...
Kıkır kıkır, güzelce...
Konular hk. bir metin:
Ebul-iz smail bin ar-Razzaz el-Cezeri lived in the 13.cc and dedicated...” yazısıyla girdiğim bir metin.
Başlığı şuydu iç sayfaya girdiğimde: Slashdot Robots Of The Victorian Era
Posted by timothy on Mon Dec 22, '03 09:31 PM




-
Nilgün Budak
-
Aynur Özbek
Tüm Yorumlaryeni tanımaya başladığım bi kimlik.. şiir başlıklarını ilginç buluyorum. konular da öyle.. edebi yorum yapmak istemiycem bi şair gibi geldi şimdilik bana. çünki edebi olmak amacıyla yazmıyor sanki.. derdi içini dökmek, derdi bilgileri ve ideallerini paylaşmak gibi geldi.. eh.. şimdilik bu kadar.. se ...
KARMAŞANIN ŞAİRİNE;
Yaşam pek çok farklı gibi görünen alanıyla bile birbiriyle ilintilidir. Senin pek çok farklı ürününde (şiir ve deneme yazılarında) bu bakışı kavrayabilen bir yerden ele aldığın, konuları böylesi bir mercekten bakarak gözden geçirdiğin, olguları birbirine katıp sonra yenid ...