Elleri terli bu yavru kuşun,
sinirden-yekpare;
sinirlendiğinde ali top atar pare pare.
Heyecan içinde koşuşturan, yare ne der ileride,
'Günümü gün ettim.' mi der -
biyolojik kitaptaki o durmakta olan böceğin bacağını atışı gibi.
Tutabilir miyim avucunda seni yıldızların günebakan?
Çok daha nicesindir sen de ebediyet, 'hep bir an öncesi'.
Pervane, 'yanacaksa da yansın ışıkta', der gider, saksağan
dam üstünde, damdaki kemancı tahıl çuvalının en dip içi.
Bilir ama ölmemeli, bekler ve sonra çıkar, ve sevinçle;
kor oldu gök pare pare ve süt gibi ak sûr sen ki bek
Nefes borusundan bronşlara
Ve akciğerlerden, değin ta bekleyişlerin
Kara anakarası,Karaciğerine.
En gereksiz, broşlar, kolyeler vesaire...
Belki, sadece, bir bilim konferansında,
Büyükbaş insancılların..
Umut dediğin ‘belirsiz göze’ ikilik, çevre alana senin kendini ışıtmandır
Umudetmek anlamlı olmayacaktır yoksa, sen asla ilerlemekten vazgeçme.
Yaprakdökmeyen ormanlarda bulunur, umut irmik helvası sarı yapraklar
Esas olarak, nedense bazen insan kedere kapılabilir ancak hep bilmelidir:
Herdemyeşil olarak da tanınarak sınanan bu orman, tümünü yapraklarının
Aynı anda dökmeyen, ah elektronlar, konum saptadığında hız ölçemezsin,
Cennet ol'uyor şen sabahların yükseldiği bahçelerde Orman tomruğunun; --1
gene de bak sevgilim, geçiştiriyoruz, varetmek için cenneti ormana.
Öyle güzelsin ki, Ustinov'un eşiğinde olduğu o Cennet Geçidi'sin, donun;
buz geçecek, kar gelecek, hava hafifleyince biz gideceğiz adamıza.
Bir sıkımlık gibi altetmek soğuğu, bu sefer hiç geçiştirmeyeceğiz;
temelli bir insaf kan gelir, kumru mırıltıların koynu -başlanır, bir sefer
Mırıl mırıl fısıldayışlarıdır hassas ten, zamandan ulaşan yazıtın metruk kinayesine.
derinen tizlik-meltemler halinde püfrülen gül tarlası nidaları, bir olup, fısır fısır, martı martı
ve alır önüne sunulan cici balıkları menhir-ceylan, doğa güzeldir, akkuzu meler de,
fırsat verildiğinde hiç kekeme değildir -fecre açılmış gözleriyle puhu, kargı. (1)
Fısıltı gazeteleri dolaşmaktadır çiçek dillerinde tarlanın, cevabendir kah sevdicekte kah burada,
gri bulutlardan daha sade gök pamuklarına ki tüm farkettikleri-sustukları'ndan gri'nin üsttedir yergi;
KONUŞMAYA ÇALIŞIYORUZ
İNŞASINDA İMKANSIZIN WILLIE,
İMKANSIZ MAKAMSIZLIKLAR GÖRÜNENLER
HERGÜNKÜ ELLERİMİZKEN MENGENE.
EN DEĞERLİ ŞEYİ ES GEÇİYORUZ,
BİRBİRİMİZİ SEVMEYİ.
Bir sürü gül, kırmızı gül, beyaz gül,
ki, -''hiç değilse ağlamayan'- çöp' alır, nasıl, demetleri, katreleri;
şu ufukta, burdan, karşıdaki gerilmiş tül?
Gene de iyicesinden veryansınları kini
ulaştıramaz bile, umuda özür dilemelerin;
özür dilemek özür dilemek olsaydı -çünkü- hakkıyla:
1.
Strength on fingers of hands in strings
while mouth gives Tongue;
Star particules, you fertilize -
Upon the dommes
~~ (periphery for any diameter,
Satranç tahtasındaki adam -an
a.
Önündeki satranç tahtasında sağında ve solunda ve tam karşısında dokuz tane kare bulunan bu satranç tahtasında ilerlemeye çalışan adamın ufkunda uzanıyor diğer görünmez pusu hendekleri sırası geldiğinde açılmak için, görünür olmak için.. bu tablanın, ki orada olsaydınız ne yapardınız siz?
Sol tarafında bir ayna var, o büyük aynayı alıp sağ yanına koysa ki ayakları yerden kesilirdi böyle bir uzaklıktan, eğer kavrayabilseydi onu; tüm bu uğursuzluklar bitecek, ama almak için ulaşması lazımdı ilk önce. Bir başka çıkar yol, onun içinden geçip başka bir yurda ulaşmak içinden atlamaya fakat hakkı yok, karelere basarak oraya –gideceği mevkiye- ulaşmaya hakkı var. En kolayı yine de, karşıya doğru yürüyüp tüm kareleri aşarak ufukta ebedi bir yer edinmek olacak!
yeni tanımaya başladığım bi kimlik.. şiir başlıklarını ilginç buluyorum. konular da öyle.. edebi yorum yapmak istemiycem bi şair gibi geldi şimdilik bana. çünki edebi olmak amacıyla yazmıyor sanki.. derdi içini dökmek, derdi bilgileri ve ideallerini paylaşmak gibi geldi.. eh.. şimdilik bu kadar.. se ...
KARMAŞANIN ŞAİRİNE;
Yaşam pek çok farklı gibi görünen alanıyla bile birbiriyle ilintilidir. Senin pek çok farklı ürününde (şiir ve deneme yazılarında) bu bakışı kavrayabilen bir yerden ele aldığın, konuları böylesi bir mercekten bakarak gözden geçirdiğin, olguları birbirine katıp sonra yenid ...