Akın Akça Şiirleri - Şair Akın Akça

Akın Akça

Üstüne kavuşmuş bir biçimde
kafeste allı pullu, göğü izliyordu.
Silkinerek ürkekliği
demir parmaklıklara bir tos vurdu.
Kilitlenmemiş kapı dikkatsizce
oldu onun garip özgürlüğü.

Devamını Oku
Akın Akça

Elektrikler gittiğinde kalakalıyorsun
Bir süre oraya buraya koşturuyorsun
Fark ediyorsun pilli oyuncağı çalıştırdığında

Devamını Oku
Akın Akça

Her şeyi bilemiyor ki insan, öyleyse;
Neden güzelleştirmesin her şeyi, daha az bilen.
Beynimizin içinde sayısız nöron:
Sayısızın da daha fazlası olur mu olur;
Bundan daha fazla bağlantılar, hücreler arası.
Orman gibi her yer; çölleşmeler tutarsız...

Devamını Oku
Akın Akça

-*-
e.
Boşluklar da karanlığa ihtiyaç çeker:
Kendine bir boşluk bırak,
az nefes al.
Geri dön, ileriye git;

Devamını Oku
Akın Akça

Özlüyorsun,
Hissediyorum.

Evlenmiş olduğun gibi bir törene gideceğim bu gece,
Kına yakmışlardı bir gece önce.

Devamını Oku
Akın Akça

Ne kadar gerçek olabilir
bilemediler,
gördüler;
Has pazlama:

Pek de farklı değil;

Devamını Oku
Akın Akça

'Tomurcuk kırçiçekleri' vadisinde
yaşlı ağaçlar gördüm.
Ormanın arasında, ormanla yukarıdan vuran güneşin
ışınböcekleri ve 'renk kelebeği'
canhıraş bir şekilde, oldukça delişmen,
ipekalıntıları'ndan doğru, sanki peygamber devesi uzantı kollarında kozalar örmekteydi.

Devamını Oku
Akın Akça

Doğanın şeytani yanı suçlayamaz mı insanı
Ya da cezalandıramaz mı, görüyoruz bunu.
Dünya’ya ya da yarın Güneş’e ne olur bilinmez
Ama kutsal şey değil böyle suçluluk duygusu
Kendimiz için ektiklerimiz ve alıkoyan biz
Kendinden tabiatı ve onun kendisini de bizden.

Devamını Oku
Akın Akça

Yüksek sesle söyleyince,
yüksek çıkmayınca her zaman;
bedenine yorabiliyorsun
sebepleri, suç attığını
başkası varederken, ötede.
*

Devamını Oku
Akın Akça

Gazel sarısı ile
Kaside’nin kemik beyazı,
elele vermişler raksı;
dansları ele vermiş pervasızlığı.
Rubai yanaşmış yukarıdan
Menkıbe ihtiyatıyla:

Devamını Oku