Aktarılabilir bilgi birikimidir kültür
değildir yalnız insana özgü
memeliler ve kuşlarda
bir iletişimdir bu birikim
babadan anneden ve de toplumdan
alır bu ilk dersini
İçimizi kasıp kavuran çöl fırtınası
Hayallerimizi yakıp yıkarak esmekte
Gözlerimizde umudun fersiz ışığı
Karanlığın gece lâmbası gibi yanmakta
Özgürlük yağmur bekleyen toprak
Demokrasi sehpasında idamın
Gene geldim suratsız deniz
Bastır köpüklerini beraberiz
Fırtınalarını dindir yelkenlerini indir
Bir taş sektirmiş sevgili sularına
Kibar ol biraz...
Ben seni ne kadar sevsem o kadar kırgınım
Hadi kanatlan şiir:
Mavi özgürlüğün yıldızlarına
Yüreğimin rüzgârlarını
Sarp kayaların yüreğine götür
Bir güvercin taşısın gagasıyla dizeleri
Kanatlarında umut
Bir hüzün yağmuru inceden ince
Gözkapaklarına inen gizlice.
Güneşin tan kızıllığında
Yitirilmiş yaşamında
Gülümsemelerin acılara tutsak
Takılı kalmış yalnızlığında.
Güneşi vurdular günbatımında
Tutsak edildi karanfiller
Özgürlük meydanında,
Zulmüne haykırıyorum
Nefesleri kin,nefesleri nefret kokan adamların.
Fidan,fidan
Şafakta kor bir ateştir yalnızlığın
Kıvılcım kıvılcım savrulduğun gecelerde
Biliyorum; beni sorar"ateş istidası"gözlerin
Sen kalbimin kafesine gidip gidip gelen
Bir sarkaç ritmiyle duygularıma dokunan
Bir nurun kutsiyetiyle yanan,
Herşey susmuştu;
Sen geldin rüzgârın sesiyle
Kanadı kırık bir kuştun penceremde
Güneşin gülücüklerini getiren.
Gecenin rüzgârıydı;
Denizlerin özgürce esen meltemi
Öyle güzeldin ki;
Gönül pencereme vuran ışığım
İlmek ilmek çözüp
Nakış, nakış ördüğüm sevdam
Yelkenli bir gemiydin
Uğrak limanlara uğramayıp
Kaç yıldız söndürdüm
Zeytuni gözlerinde
Yedi renk saldılar çiçekler
Kalbimin duvarlarına
Nefes nefes sonbahar kokusu
Ağaçlarda altuni saçların
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!