Dudaklarına ödünç verilmiş gülüşlerin
Vurdu beni
Gözlerinde sahte ışıltılar
Uçuk bir bahar yelini savururken
Yalnızlığın yıldızı sökülmüş general gibi
Sokaklarımı arşınlıyor
Eksilerek çoğalıyorum baharda
Yokluğunu böyle tamamlıyorum
Yeşil karanlıklar incitiyor bakışlarımı
Tüy dökmüş kedi gibiyim
Yalansız sevgiler uğramıyor yüreğime
Kılıç çekmiş gözlerden korkuyorum
Âlemin ufkunda mor lekeler var
Kanlı pusuyla düşürülmüş güneş
Zulmün ayak uçlarına.
Evrensel evrilmiş küreselliğe
Aklın sınırlarını aşarak.
Uçarak giden bir gemiye
Biliyor musunuz;
Aşk bir sanattır
Sanatkâr yüreklerde yapılır kanatları
Duygu istasyonunda mola alır rüzgârları
Okşayan gözler biriktirir
Tırtıl kanatlarına tırmanan sevdaları.
Hani lâmbalı radyolar vardı eskiden
Frekans yerlerine ışık sızardı
Tek farkı vardı gözlerinden
Şarkılar söyler geceleri susmazdı
Kara denizlerde gemilerim vardı
Çocukken onlarla oynardım
Venüs'ten bir kız bakardı
Dudakları Mars'a sarkardı
Gezegenler arasında yaşardı
Güneş saçlarında yanardı.
Tuttum ellerinden ısındı yüreğim
Gülümsedi; aşk rengindeydi
Aşk duruldu;
Sulu sepken karlarla vuruldu
Kış uykusundan uyanmış yüreklere
Bir gonca gül gibi sunuldu.
Kaya yosunlarının emdiği suların
Sızıltısı gibi,
Mekanikti aşk acılar denizinde
Arada bir yunusların sevecen çığlıkları
Gönül kafeslerimizde umuttu.
Günübirlik sevişmeler kirletemedi aşkı
Ellerinde metal günahlar
Duygularımızı sömürüyorlar bir ahtapot gibi
İsli bir mum alevine dönmüştü yüreğim
Küllenen sevda bahçelerinde;
Kraterlerinden sızan
Uzaklaştıkça soğuyan
Bir mum sızıntısı değil,
Yapayalnız akıp giden
Kurumuş ırmaklardır çöllerde sessizliğin
Düngece yağmurlarını dökmüşsün gözlerinin
İçinde şimşeklerin çarpışan bulutların
Birikip birikip ağlayışıdır gözyaşların.
Nezaman güneş değse gözlerini parlatan
Bir mutluluk yayılsa ruhunun heryerine
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!