Önümüz kesmez sular, ayırmaz dağlar bizi!
Bir sevgi denizinde erittik kendimizi!
Hasret yüklü bulutlar, gönlümüz gibi serin
Bir yağmurla götürür, her yere sevgimizi! ...
Kah masallar söyledik, kah el ele tutuştuk..
Çıralar sönmüş iken, bizler yanıp tutuştuk! ..
Bir mavi göz içinde,bir deniz aldı bizi..
Ateşimiz sönmedi, yosunlarla tutuştuk! ..
Boy atmış, zakkumların çizgileri; ufkumda..
Parça parça gözlerim, aksiyle ufukların...
Bu ceset benim değil, ruhum ezelden mahluk..
Çekemez olmuş ömrüm; derdini, yarınların! ..
Allah, anamdan razı olsun
Bana sevmeyi öğretti..
Yere serilen sofralarda
Kurumuş ekmeklerle, soğan yemeyi...
Bir dilim ekmek, bir salkım üzümle
Dinlemez beni Gönül, çıkar sevda dağına..
Belki bin kerre takmış, beni aşkın ağına!
Gel ey gönül, seninle ölüme ram olalım..
Nasılsa onlar mağlup, ölümün dudağına! ...
Gözümde; büyüyerek, yükselen kanlı eller..
Ve denizden yükselen, nihayetsiz alevler..
Ben artık, gözlerinin mahvolmuş esiriyim
Bir ölüm şarkısında çırpınan bir diriyim
Tuz yalıyor dudağım, suya hasret kanıyor..
Hayalimde bir deniz, bin bir nehir alıyor! .
Hayrettir: Bir yağmuru, dudağıma çok görür..
Bu deniz, huysuz deniz; canımdan kan çalıyor! ...
Masmavi gök kubbeye, bir beyaz çizgi çizdin
En nadide gülleri, sarı saçına dizdin..
Ölürken kıskanç güller, saçının ışığında
Sen gönlümü bıraktın, ak aynaları süzdün! ..
İz vermiş de Yüce Rabbim; katran kusan geceye
Nur-ı Muhammed’(s.a.v) i: feza, Nur olmuş!
Söz vermiş de yüce Rabbim; hep kan kusan heceye
Zerrelerde, nur-ı tevhid; cana sur olmuş! ...
Sükutu çığlıkların, hep denizlerde kaldı
Ellerimle yaktım ben, gemileri çaresiz...
Ömrüm gibi semanın derinliği kısaldı
Döner durur martılar, kıyılarda çaresiz...
Bir kar çiçeğiydi, Sarı Kız; güzel...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!