Aşkın nurani hançeri; değmesin, gönüllere..
Eli değmez tabibin; yakar, eritir atar!
Saraylar, tahtlar, dünya; yaprak olur yerlere..
Güneş hüzünle doğar, gözyaşlarıyla batar! ...
Tahayyül ufkunu elbet, gezdim; kanadım kırık..
Kıyısında yıkandım, bir hayal denizinin..
Her hayalin göğsünde,hançer gibi hıçkırık
Ömrüm peşinde geçti, bir bitmez; kan izinin! ...
Dedi, nur yüzlü adam: “Al, tak kanatlarını! ..
Belli düşmüş de nuru, semaların ansızın..
Toprak, altın saçlarla bu güzeli yoğurmuş!
Ve gönül; eyvah gönül, eyvah ki eyvah gönül!
Bir hayale ram olmuş, nurlar nurun unutmuş..
Harput'da, Buzluk'da: yaylada, Ardıç
Rüzgârın önünde kolsuz, kanatsız...
Kaya inlerinde, dağda, bayırda
Bir öfkeli yılan gibi insafsız
Rüzgârın önünde kolsuz, kanatsız...
Gitmemek mümkün mü ki, çağrılınca ‘‘Yüce’’den?
Ve gitmek.. çağrılmadan, gün doğmadan; geceden! ...
Bu Ecel, batmaz güneş; tenler canlar eriten
Farkı yok, “Yaşanmadan Bilinmez Bilmece’’den!
Ne ruhumuzda, bizden eser.. ne tenimizde
Ne götürsek? .. Ne getirdik ki, kefenimiz de! ...
Ardıç dalı, ardıç dalı!
Sen yalnızsın, ben sevdalı! ...
Gece gündüz, kırlangıçlar
Senin üzerinden uçar..
Nah göğsümün şurasında
Ey.. aynalar karşısında, süslenen
İhtiyar kadınlar! ...
Yere saçılan mücevherler..
Ismarlanan kumaşlar...
Hepsi hepsi avunmak için, biliyorum
“Bu dünyanın düzeni! ..” diyeceksiniz!
Talas’ta, gecenin kucağında ben
Yorgunum, bir asır ayakta durmuş
Gibiyim, gözümde uyku tüterken..
Elimde, hülyalar... çiçeği solmuş..
Atmacalar döne döne alçalır
I
Ve bir gün sarsılarak, canlansa hatıralar
Bir nahoş ürpertiydi diyecek, dudaklarım..
Bir hayal rüzgarında savrulan yıllarımla
Gözümde yeşerecek, bir bir unuttuklarım..
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!