İki yalnız, benle gece..
Ve dostluğumuz, bilmece!
Gündüz ben buradayım ya..
O nere akar, sessizce? !
Yürek, düşer bir denize; kan olur..
Issız dağ başında, Ardıç ağacı
Donmuş bir türküdür... yeşil ve yalnız!
Haşir korkusu yok... Hesap Günü yok
Ve ölüm korkusu... soğuk, apansız!
Ve döner, semaların nuru pencerelerde
Karanlık nura akar, haykırır; Ömer (R.A.) nerde?
Taş yürekli duvarlar, buzdan sükûtu keser
Bir çiçekte kelepçe, haykırır; Ömer (R.A.) nerde! ...
Nice sonra; ufukta yangın var diye, koşuştular..
Oysa, Güneş doğuyordu! ..
Anladım, sevdiğim gözlerin değil
Yalan anlattığım bunca hikaye...
Ne sesin, ne elin, ne dudakların
Hepsi.. hepsi, duvar; bir başka şeye...
Gizli hasretliğim, onlarda şimdi
Bilmem ki, yelkovanın süpürdüğü kadranda
Alnımı hangi çizgi, ansızın parçalamış?
Hangi beyaz güvercin, küçücük kanadıyla
Tülden bir perde gibi bahtımı paralamış? ..
En kuytu bir kaldırım köşesinde boy atmış
Siyah bir gölge, bizi; yıllarca bırakmadı
Ellerimizi kesti, bir damla kan akmadı..
Esrarı çözmek için, kuşlara soru sorduk
Ağaçlar konuştu da, kuşlardan ses çıkmadı..
Karakoç, Karakoç; Koçsun, Karasın! ...
Lakin 'ak'dan, 'Akgünler'den haber ver(!)
Satıp bir 'Yalan'ı, bin bir dolara,
Fakirlikten, Fukaradan haber ver(!)
Kesme boynuzlan, yer yok koyacak!
Belki bir lahza bile, soğur; yatağımızda..
Bir serinlik duyarız..gözlerimiz enginde
Olsa da, ümitsizce..
Bir çakal sürüsünün ortasında çırpınan
Bir ceylan yavrusuyum..
Tenim kanla uçuşur,şehvet çığlıklarında..
Sende şark gecelerinin
Tatlı esrarı
Doyulmaz tadı
Ve bir siyahi dilberin
Körü körüne sadakati olmalıydı...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!