Yirmi birinci asır, geldi ya çekilmiyor
Gökten eskisi gibi bereket dökülmüyor
Köyler boşaldı tek tek, tarlalar ekilmiyor
Lüzum kalmadı artık; aşı, tohum, fideye
Geçti Bor’un pazarı, sür eşeği Niğde’ye
Aşkını heceledim bir ömür boyu.
Dizlerim dermansız, gözlerimde yaş!
Ruhumu bir hüzün sardı kopkoyu.
Neden senin kalbin taştan daha taş?
Arzum ve ümidim sendin.
Ahir zaman fitnesi Deccal vermiyor aman
Coğrafyamız kan gölü kan ağlıyor Müslüman
Suriye, Libya, Mısır ahval eskiden yaman
Mazlumların feryadı ufku, afakı yırtar
Elbet bu bozuk kantar gün gelir sizi tartar
Dünya bataklığına düştüğüm günden beri,
Çırpındıkça çamura bulandım, Ya Muhammed!
Günahlar deryasına az menfaat uğruna,
Utanıp, sıkılmadan dalandım, Ya Muhammed!
Orta direği devrilen birçok ocak tütmüyor
Kan ağlıyor ana, baba feryat serden gitmiyor
Yılanbaşı avcumuzda ama terör bitmiyor
Deste deste sıralanmış meydana şehitleri
Açılımlarla nettiniz kudurttunuz itleri
Bir yolcuyum ey hancı,
Ruhumda büyür sancı.
Bensem bana yabancı;
Benzetme keşe beni…
Ön ve arka hep duvar,
Nerdesin üstadım yol gösterenim
İlmek boynumuzda sıkmadan yetiş
Sensiz tepetaklak ruhum bedenim
İdam yaftasını takmadan yetiş
Eğnine geçirmiş salip hırkası
Yalan dünyadan kâm alayım derken,
Zevke eğlenceye dalayım derken,
Felekten bir gece çalayım derken,
Nasılda birikti bu kadar günah?
Vah dostum vah!
Biz siyaset bilmez düz vatandaşız
Millet duvarında boy veren taşız
Siz göstermezseniz görmeyiz şaşız
Esef siz, hedef siz, şeref sizsiniz
Kamuoyu oluşturan aydınız
Islatan hüzünle başlıyor nöbet.
Sesime ses vermez umut ağacı!
Gecenin kalbinde gam sepet sepet,
Ruhumda depreşen bir yivli sancı.
Göğüs kafesinde çırpınır umut.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!