Bu adamı kesinlikle içeride tutmalıyım;
Hatırı sayılır, sözü dinlenir, üstün yetenekli, bilgili, becerikli, kültürlü…
Söyledikleri doğru, yazdıkları yalansız;
Herkes onu dinliyor, okuyor, seviyor, sayıyor…
Bu adamı hapse tıkmalıyım;
Sincan 1.Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Osman Kaçmaz' ın ALNINDAN ÖPMEK GEREK. Çok doğru, yerinde bir karar vermişti. Herkes adalet önünde hesap verebilmeli. Ayrımcılık niye? Suçlular korunmamalı. Saygı duymalıyız. karara.
Meslekten ihraç edilme talebini değerlendirecek olanlara ise diyeceğim: “Keser döner sap döner, gün gelir hesap döner! ”, 'Bu gün bana yarın sana! ', 'Hitler zamanında da böyle olmuştu, sıra bir gün sizlere de gelecek'. Müfettişler bu şekilde yanlı ve yağdanlık kokan kararlarla, yaptıkları yalan yanlış işlemlerle terfi falan edeceklerini sanıyorlarsa, YAZIKLAR OLSUN. Ben de müfettişlik yaptım. Yaptığım denetim ve soruşturmalarda verdiğim doğru, adil kararlar sayesinde, alnımın akı ile göğsümü gererek dolaşıyorum. Onlar nerelerini gerecekler merak ediyorum! ..
“Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar! ” Atasözümüzü unutup, namussuzluk, vicdansızlık yapmasın kimse.
Ergenekon Kutsallığımızı vatan hainliğine döndürmediler mi? Gazeteci, aydın, bilim adamı profosörler, düşmana karşı savaşan askerler, açıkça ABD, AB ve onların iş birlikçi uzantıları AKP' ye karşı olan ya da olma olasılığı bulunanlar; suçu nedir bilmeden içeride çürümeye bırakılmıyorlar mı? Amaç, sesleri çıkmasın, uyuyanları uyandırmasınlar.
Yarsav Başkanı’ na da aynı şey uygulanıyor. Bu bir şey anlatmıyor mu? Oysa Yarsav Başkanı da bütün gerçekleri olduğu gibi, tüm çıplaklığı ile ortaya koyuyor. Kokuşmuş düzenin, ABD liberal kapitalist sömürgen sisteminin, yerli işbirlikçilerle nasıl harmanlandığını; nasıl bir hırsla, gözü dönmüşçesine, cahil cesareti ile kalleş güreştiklerini göstermiyor mu birilerinin? ! . O birileri de yılan zehrini akıtıyor.
Nerede kaldı AB üyeliği mangal külleri, hak, adalet, DEMOKRASİ? Neredeler AB DEMOKRASİ HAVARİLERİ, NEREDE İNSAN HAKLARI HUKUKÇULARI? !
Komünistler moskova' ya diye inledi gök kubbe
gitmedi kimse moskova' ya ama şimdi neredeler
ne diyenler kaldı ne denenler görünüşte
mollalar iran' a diye sallandı yer küre
giden olmadı iran' a yeni mollalar türedi
gittiler abd' ye kukla oynatmaya
Sevgili Ağrısızlar Halkı!
Bu gün burada toplu tüfekli açılış yapmak üzere toplanmış bulunmaktayız!
Bu gün 31 pardon 41 açılışı toplu olarak yapmak için buradayız.
Eğitim yapan 21 erkek çocuğumuzun kitabı hiç açılmamıştır. Kitaplarınızı açın çocuklar, size hiç bir iktidara nasip olmayan bir şey; erkek çocuklara 30, kız çocuklarına kız oldukları için 35 vereceğiz! Yurt, derslik, tuvalet, kara tahta, merdiven yapacağız. Allahın izni keremi ile temelini buradan toplu olarak atacağız. Milli Eğitime Bakamayanımız burada!
Duble yol yapacağız. Çift gidiş gelişli. Yollarımızın kenarına, refüjlere ağaç dikeceğiz. Uçak Ankara’ ya gidip gelecek. Şimdiye kadar bir Allah’ ın kulu duble yol yapmadı size. Yol olmadığı için bir Allahın turisti niye buraya gelmesin ki?
121 Yataklı muayene yeri açacağız, bu daha önce 17 idi! 521 Yataklı hastanemizin temelini burada toplu olarak atacağız. Sağlığa bakamayanımız yok ya Sanayiye bakamayanımız burada.
Gittin, gözlerim asılı kaldı otobüsün camlarında!
Bir gülüşün kaldı usumda, bir de çiseleyen yağmur.
Dağların doruklarında karlar üşürken;
Bulutlar acıma boyun eğmişken;
Bir klarnet mi beni oralara çeken? !
Ağlayan keman mı ünlediğim? !
İstersen Gel Dönelim
seni düşlediğim zaman kara kara gözlerin geliyor aklıma
kara mı benim gözlerim
ne bileyim unuttum bakayım ne renkmiş
ya
Gel
Gel birlik olalım
Birlik aşkı ile dönelim
Dönelim döndükçe etekler yelpazelensin
Döndükçe gönülde aşk tazelensin
Bir Daha Seçilemeyeceğim Diye Mi? !
1-Nükleer santral gibi sağlığımızı ilgilendiren çok önemli bir konuda halk oyuna baş vurmadan, demokratik halk örgütlerinin, üniversite ve bilim adamlarının görüşü alınmadan, yangından mal kaçırır gibi artık bir daha seçilemeyeceğim, son fırsatımı değerlendireyim de şu Bizim Putin’ e bir iş yaptırayım da hem O kazansın, hem ben kazanayım dercesine, seçime sayılı günler kala nükleer santral temeli attırmak niye? !
Yurdumuz güneş cenneti, üç tarafımız denizlerle çevrili su cenneti, rüzgar cenneti iken, onları değerlendirmeden, birden bire bu santral inadı neden? Şu anda demokratik halk kuruluşları protesto gösterileri yaparken, Japonya’ da insanlar ölüme terk edilirken bu inat niye? Hiç mi insan sevgisi yok?
2-Hükümet akarsu, göl düşmanı sanki. Göller bölgesindeki çoğu göl / gölet birkaç arazi sahibi için kurutuldu. Yurdumuzun can damarları olan çok sayıda akarsu üzerine HES’ ler yapılarak akarsu havzaları çölleştirildi. Halkın suyunu içtiği, tarlasını, bağını, bahçesini suladığı akarsular kendisine çıkar sağlayan, partiye bağışta bulunan, gözünü para hırsı bürümüş birkaç sermayedara peşkeş çekilerek 49 yıllığına, halkın elinden adeta koparılarak kiraya verildi/satıldı! Köylü daha önce en doğal hakkı olarak ücretsiz kullandığı suyu, artık parasını o kapitaliste vererek kullanabilecek. Üstelik o kapitalistin canının istediği ölçüde ve sınırlı kullanabilecek! O kapitalist suyu daha kaynağında depolayıp şişeleyerek satacak. Eski su yatağında artık su akmayacağı için tarlalar sulanamayacak; ağaçlar, bitkiler kuruyacak, kurtlar, kuşlar, böcekler ölecek, o bölge çölleşecektir… Neden?
3-Suriye ile aramızdaki sınırdaki mayınlı araziyi ne yaptın? Kim temizliyor? Ordu temizleyecekti, neden temizletmedin? Nato ile ne ilişkisi vardı oranın da Nato Ajansı ilgileniyor ora ile şimdi? O mu temizleyecek? Temizlendikten sonra o bölge ne olacak? Topraksız köylüye mi dağıtacaksın yoksa birilerine peşkeş mi çekeceksin?
4-Kendine yeten dünyada 7 ülkeden biriydik! Şimdi buğdayı, pamuğu, pirinci, mısırı, eti dışarıdan alır olduk. Kurbanlık hayvanımızı bile dışarıdan alarak kurban ettik. Kalkınmışlık bu mudur? Dışarıya bağımlılık mıdır? Ne ettin köylüme?
Dostlar, yasalarımız gereği genel seçimlerden önce adalet, iç işleri ve ulaştırma bakanlarının görevlerini bırakmaları gerekmektedir.
Bu üç bakanlığın şu anda görevli bakanları da ileride, bakanlığım süresince neler yapmışım diye bakacaklar.
Birisi tüm yargı organlarını / mahkemeleri yasa tanımaz bir şekilde hükümetin emrine soktu. Yasama, yürütme, yargı organları demokratik ülkelerde birbirinden ayrı olması gerekli ve zorunlu olması gerekirken, bu zat üçünü de yürütmenin ve (uzantılı okyanus ötesi) birisi/birilerinin uyduruk sahte müslümanlık görüşüne ve onların emir erleri/kapı kulları olan polis uygulamalarına bağladı.
Diğeri, bakanlığı en çok yolsuzluk ve rüşvete konu olduğu istatistiklerle saptanan, Apo ile görüşmelerde baş rolü oynadığı söylenen; Yazan, konuşan, düşünen hangi yaratık varsa zindanlara tıkmakla özdeşleşen; Okyanus ötesi emirlere göre çalışıp, ABD’ den daha özgür basınımız olduğu masalını dinleterek, Silivri kahramanlığına soyunan ve baş rollerde oynayan birisi olarak gazetelerde yazılıp çizilen birisi oldu.
Öbürü, hızlı dediği tren palavraları ile kaza üstüne kazalar yaşatıp, çok sayıda insanını ölümüne neden oldu. Ulaşımı tek parti güdümüne sokarak, çağ değil çay bile atlatamadı. Son deminde, giderayak bir haberleşme şirketinin reklamını yapıyor. Oğlunun şirketlerine katkılar yapıyor.
Ortak özelliklerine gelince, gözlerini o kadar hırs bürümüş ki şanımız yürüsün diye giderayak, önüne geleni içeri attırmakla, yarınlarına yatırım yapmak ve köşe dönmekle uğraşıyorlar! ..
Umudun Söndüğü An!
Çatlak dudaklarımdan kan fışkırdı
Ağaçlar titredi
Meyveler döküldü
Bulutlar kaçtı gitti
Yüreğinize sağlık çok güzeldi
Yüreğinize sağlık çok güzeldi
Yüreğinize sağlık çok güzeldi