Ahmet Emer Şiirleri - Şair Ahmet Emer

Yaman esti be rüzgar
Bir anda gök gürledi hiddetinden
Deniz coştu dalga dalga çırpındı
Kaşlarını çattı bulutlar
Ağladı hırsından
Sevinç göz yaşlarıyla

ağlama gözlerim
bulutlan ama ağlama
titreme dudaklarım
düğümlenme boğazım
gırtlağım kesilir gibi oluyor
yüreğim kanıyor zaten

Pazarda bir lirasın havuç,
Tarlada 100 kuruş.
Toplarım seni soğukta, karda, çamurda.
Aylığım 150 lira havuç.
Asgari geçimi 95 lira demişler günlük!
Ben zaten geçinemiyorum ki havuç.

Günaydın demeyeceğim artık sana çünkü duymuyorsun
Üşeniyor musun ne selam bile almıyorsun nedense
Nasıl aşktır nasıl yaşam bu bencilce
Amaçsız eylemler eğlenip gülmeler yersiz zamansız
Yalnız yaşaman gerek senin canım yaşayamazsın ya
Desem bir türlü demesem başka ama sevgimi

Köyde Yaşam

horozlar öter sökerken şafaklar
artık buğulanmaya başlar topraklar
emine bacı usulca kalkar yataktan
buram buram tüten çorbayı yapar tezekle

Uzatmış burnunu bulutların arasından eğreti güneş.
Serin esiyor meltem.
Al yeşil bezenmiş; bahçede beyaz, pembe, mor çiçekli ağaçlar.
Yem yeşil otlar, kırmızı, beyaz, mavi, sarı çiçekler.
Vızıldayıp geçiyor böcekler, sinekler, arılar.
Kaldırdım elimi göğün tavanına değmeğe, ayak parmak uçlarımda yükselerek!

Hayaldi Gerçek Oldu.

9 Yılda Güzelim Atatürk Yurdu’ nda adaletin başına tüy diktik, hak hukuk hak getire dedik. İleri diye bir demokrasi teranesi tutturduk, orta çağdan ileri duruma geldik! Hayaldi Gerçek Oldu.

Ekonomide dünyada ilk yedi ülke konumuna geldik dediler, baktık ekonomi enkaz durumuna gelmiş oysa; meğer Başbakanımızın mal varlığı imiş ülkeleri yönetenler arasında en varlıklı 8 arasında!

O badem gözlerin ne ağlar için için, derin kuyular gibi?
Yeşili kahveye dönmüş, beyazı kırmızıya, inciler dökük dökük!
Sürme çekilesi kapaklar mor mor halkalar, olimpiyat amblemi sanki!
Elma yanaklarının bir yanı kızıl, bir yanı mor, pembe…
Hokka burun kırılmış kemerinden, ha düştü düşecek köprü!
Sarkmış kulaklarını örtmeye çalışan sarı perde saçlar, ürpek kırpık,

adı sevda idi
tutabilseydim eğer canan olacaktı
tutamadım kırlarda ceylan oldu
adı safinazdı
çekebilseydim nazını asude olacaktı
umursadım aslında ahu bakışlarını

hey garson bana bir şeyler getir
hem aşığım hem dargınım hem yorgun
bir çift göz olsun bal rengi / karanlık
bir çift yıldız pırıl pırıl / donuk
istemem yarım ayı tepside
biliyorum getirirsin