Özlemişsinizdir özgürlüğü…
Sizlere resmini yapıp göndermek isterim.
Öpüp koklayın, kucaklayın diye!
Zulalarınıza saklayın diye!
Bir dal zeytin mi olur, tomurcuk bir karanfil mi?
Bir beyaz papatya yada rengi kırmızı bir gül mü olur?
Ben Bir Kız Çocuğuyum Anadolu’ da.
Ben Bir Kız Çocuğuyum Doğu, Güney Doğu Anadolu’ da.
Fark etmez nereli olduğum, neye yarar hem?
Fiyatım bin - beş bin lira!
Satıldım bilmediğim, tanımadığım amcalara, eş oldum.
Gelin gittim duymadığım illere, yaşım onikiydi.
“Ne olursan ol, gel,
İster kafir, ister dinsiz,
İster puta tapan ol,
Gel...
Bizim dergahımız umutsuzluk dergahı değildir.
Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel.” demiştin.
Ergenekon Savcısını Tanıyor muyuz?
Vural Savaş
Onursal Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı
5 Ekim 2008 günü sabahın erken saatlerinde bir dostum kapımızı çalıyor.
'Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz, tam tahmin ettiğim gibi bir kişi,
Şener Eruygur:
2003 yılında Nurcuların 'Okuyucu Grubu' diye adlandırılan yapılanmasının Manisa'da; yasalara aykırı olarak, izinsiz 'yazlık eğitim merkezi' açtığı, özellikle fakir ama zeki çocukları seçip; ağabey ve ablalarının gözetiminde dini eğitim verildiği ile ilgili ihbar alan Manisa Jandarması; Cumhuriyet Savcılığından arama yapmak için izin ister.
Arama iznini alan jandarma; operasyonda kendi görev sahaları içinde bulunan evlere baskın düzenler ve bir çok dokümana ulaşır. İrtica operasyonunda jandarmanın ele geçirdiği bu dokümanlardan; izinsiz kurulan ve sözde dini eğitim veren bu dershanelerin; Akhisar Hilaliye Vakfına ait olduğu ve birkaç tane dershanenin de polis bölgesinde bulunduğu anlaşılır. Jandarma Bölge Komutanı Erdal Sarızeybek; operasyona jandarmanın devam etmek istediğini Manisa Emniyet Müdürü Kahraman Koçak'a ilettiğinde olumlu yanıt alır. Savcılığı da durumdan haberdar eden jandarma; yanlarında bir de polis olmak kaydıyla, irticai faaliyetlerde bulunduğu tespit edilen Hilaliye Vakfına düzenlediği operasyonu devam ettirir. Arama kararında Manisa Akhisar No: 5 diye bir adres vardır. Bu adreste 5 ayrı daire mevcuttur ve bu dairelerin hepsi de; dönemin TBMM Başkanı Bülent Arınç'ın annesine aittir. Bu bilgiyi alan ve eksik bir şey kalmasını istemeyen Sarızeybek; arama iznini 5 ayrı daire olarak düzeltmek için Savcılıkla irtibata geçme kararı alır. Tüm bu gelişmelerden, dönemin Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur haberi olur. Operasyonun ne olursa olsun bitirilmesi ve her şeyin yasalara uygun bir şekilde yürütülmesi gerektiğini, tüm belge ve bilgilerin CD halinde kendisine iletilmesini Sayın Sarızeybek'ten ister.
Rüzgarla Deniz
Ne konuşup durur rüzgarla deniz
İkisi de birden coşar şahlanır
Süt liman olur deniz
Kuş kanadını kaldırmaz yel de.
Pirler Piri Pir Sultanı anmaya gelmişti
neler ettin otuzüç cana sen sivas
anarak aşkına doymaya gelmişti
yakıp ta kül ettin hepsini sivas
Ruhumun karanlıklarında bir öğretmen var
bulutlu bir gecede ay gülmesini kesmiş
göz kırpmaları yok
sanki bir kutup yıldızı o batmayan
gülümsüyor dostça yol gösteriyor
“ÇAĞDAŞLANMANIN TEK YOLU DEVRİMCİ HUKUK “
Adlı Kitabı’ nda Yargıtay Onursal Başkanı Sayın Vural Savaş’ ın yazdıklarına şöyle bir bakalım:
(sf.420-oo) Fatih Sultan Mehmet’ in 15. Y.y.da “Ormanlarımdan yaş kesenin başını keserim” diyerek, ormanlarımızın önemini vurgulamış olmasına karşın, çok partili döneme geçildikten sonra oy kaygısı ile ormanları tahribe yönelik eylemlere göz yummaları, sık sık orman affı getirmeleri üzerine, Anayasa’ nın 169/3. fıkrasına,”Ormanlara zarar verebilecek hiçbir eyleme izin verilmez. Ormanları tahribe yönelik siyasi propaganda yapılamaz, genel ve özel af çıkarılamaz. Orman suçları af kapsamına alınamaz.” Hükmü konulmuştur.
Özellikle kendisi orman suçu işleyen politikacı yok gibidir. Ama Rte kendisi orman suçu işleyerek mahkum olmuş birisidir. O davada yargıca da hakaret etmiş ve mahkum olmuştur. Yargıç doğru olmamasına karşın hoş görü göstererek cezayı hem paraya çevirmiş hem de ertelemiştir. Ne yazık ki rte yeni suçlar işlemekten çekinmemiştir.
Beyoğlu 1. As. CM ve Kartal 1. SCM’ lerinin 17.03.1998 ve 18.03.1998 günkü kararları ile sabıka kayıtlarının silinmesine karar verilmiş. Sanık rte’ nin somutlaşan kişiliği, bu konuda geçmişteki eğilimlerine göre yaptırımların paraya çevrilmemesi ve hem de ertelememesinde bir tutarsızlık görülmemiş. Sonuçta da ceza yaptırımı 047.09.1998’ de onanmıştır.
İstanbul B.Ş.B.Bşk. rte TCY/312. Md. uyarınca hapis cezasına çarptırıldı. Bunun üzerine (dinle kandırılmış) Müslüman kesim savcıya saldırı, savcı ve yargıca tehditte bulunmuşlardır. (Şimdi olduğu gibi yine) rte dinci kesimi kışkırtmıştır.
Kesildi yerden ayağım, kanatlandım, uçtum uçtum, gök yüzünde süzüldüm.
Kendi yarattıkları putun önünde diz çöküp, yatıp kalkanlar gördüm!
Çıplak putu giydirmek yerine, önünde eğilmeyi yeğliyorlardı anladım!
Kimse bir ayna vermedi eline, ucube denmekten korktular, herkes korktu, uçtum!
Bağlandı köpekler, salındı taşlar, kesildi başları demeyenlerin efendim!
Uçtum uçtum bir dala kondum, hayretler içinde dondum kaldım;
Yüreğinize sağlık çok güzeldi
Yüreğinize sağlık çok güzeldi
Yüreğinize sağlık çok güzeldi