Nasıl edinildiği kuşkulu koskoca bahçenin,
Denizde ayağını yıkayan dört metre eninden,
Boydan boya uzanan kıyı boyu sahili iç/istila etmiş,
Kimseler geçmesin diye ördüğü duvar yetmemiş gibi bir de çit çekmiş, üstüne üstlük sahilde gezinen insanları tahta sekiler üstünden geçmeye zorlamış zorba! .
İki köşeye kendin benzer iki it bağlamış uzun zincirlerle...
Koca Bağfaş’ ın kapmış çoğunluk pay senetlerini!
osmanlı saltanat ve hilafeti
sürdürmek uğruna sefahati
hürriyeti değil sevr'i seçti
sattı vatanı sömürgeleşti
aynı yanlış yolda torunları
kimileri bal toplar
kovan kovan mideye
kimileri sorun toplar
dağ dağ eder sineye
viski içer kimileri
Güneş doğuyor bak
güneş doğuyor yavaş yavaş
altın ışıkları yurdumun üstünde
karanlık yok olmuş
güneş doğuyor
önünde bulutlar bin atlı akıncılar sanki
Sokak Lambası
Sen el feneri değilsin hırsızların kullandığı
Sen yan bakmazsın hiç kimseye dürüstsün
Deniz feneri hiç değilsin çalıp çırpan korsanları ışıtan
Dostlar, ölenin arkasından hep iyi şeyler söylenir. Ama, tüyü bitmemiş yetim hakkını yiyenler için ne demeli bilemiyorum? ! . Biliyorsunuz Erbakan ve şimdi yönetimde bulunan c.başkanı ve başbakan ve daha niceleri, hazineden yapılan yüklü tutarda yardım parasını iç etmişler, aralarında sanırım paylaşmışlardı! (Aslında böyle bir yardım doğru değil. Hazine partilere para vererek, şu koyunları kaval sesi ile güdün diyor!) Suçlu bulunup cezalandırılmaya gelince de, biri c.başkanı, diğeri başbakan başta olmak üzere kolları sıvayıp, af üstüne af çıkararak hem cezayı indirdiler, hem de ev hapsi ayaklarından kıyak çekerek ustalarını affettiler. Yani tüyü bitmemiş yetimin hakkı olan hazine parası vicdanları el verdi mi bilmiyorum ama yenilip yutuldu! ? . Hatta o kadar tatlı geldi ki bu para, Erbakan oğlunu, kızını, damadını....da siyasete soktu, ölmeden önce! Numan Kurtulmuş' un kurduğu partiden, kurucuyu kışkışlayıp üstüne oturdular. Ayıptır, yakışmaz gibi ahlaki değerler yine göz ardı edildi. Demek ki bu yol böyle gidiliyor bunlarca! Din iman para, çıkar önemli olan. Nerede kaldı kul hakkı, insanlık, insaf, merhamet....gibi değerler? O zamanlar Erbakan' ın 180 kg. altını olduğu söylentileri de gündemdeydi! Yetmemiş demek ki. Gözünü toprak doyursun. Ya ötekiler? ! .Onlar ya yargılanmadılar, ya oldu bittilerle zaman aşımı veya bildik tanıdık yargıç ve savcılar sayesinde sanırım beraat ettiler, ettirildiler! ! ! Türkiye! ' deki bankalar yetmedi, İsviçre'lerde sırdaş/gizli hesaplar açtırıldı! Oralarda kara paralar aklanır, saklanır...Ama işe para girince, din iman onlardan kaçıyor, yalnızca gariban halka ait oluyor. Halka diyorlar ki 'siz bizi sürekli seçin, bizim dediğimizi yapın, biz her şeyi yaparız, siz karışamazsınız. Siz koyun sürüsü olarak kavalın sesini dinleyin'! Örnekler mi, Mübarek, Ali, Kaddafi, (Faysal) , Recep,...! ..,....! ..,...! ....! ! hep müslüman ülke yöneticileri bunlar. Paralar gavur memleketinde! Halk yokluk, yoksulluk, yoksunluktan inim inim inler onlar, altınların/paranın üstüne kurka yatar! Ahmet EMER
Ayakkabıların çamur içinde
Çorapların delik deşik
Donun düşüyor kıçından
Gömleğin lime lime dökülüyor
Sen gülüyorsun ya işte o yeter
Satmışsın anasını dünyanın
Votka şişelerinin biri gidip, diğeri geliyordu. Kafalar iyice dumanlanmıştı.Stalin kan çanağına dönmüş gözlerini etrafında dalkavukluk yarışına girmiş adamlarına çevirerek sordu:
Söyleyin bakalım halkın yönetime baş eğmesi, kayıtsız şartsız itaat etmesi için yöneticiler ne yapmalı, nasıl davranmalıdır?
Her dumanlı kafadan bir ses çıktı..Kimisi adaletten, haktan söz etti. Kimisi demokrasiden....Kimisi sürgünden, sehpadan, hapisten...Kitlesel cinayetlerin deha çapındaki katili Stalin, beğenmedi adamlarının izahatlarını...Bir kadeh daha votka çekerek şöyle dedi:
Yönetimi eline geçiren hükümdarın Tanrıdan pek farkı yoktur! Halkınkarşınızda baş eğip durması için ne yapmanız gerektiğini durun da şu beyinsiz kafalarınıza çivi gibi çakayım...
Hemen hizmetçileri çağırıp emretti.
- Çabuk bana bir tavuk getirin...
Liberali olsun olmasın kapitalin, kapitalistin, sömürgenin, ağanın, ezenin ortak tutumları, duruşları, tavır alışları vardır. Emellerine erişebilmek için olmazsa olmazları!
Karşısındaki bilgisiz/cahil,zayıf, güçsüz, hastalıklı, yalnızsa bu işi çok kolaylaştırır. Hatta “körün gözünü açma görür! ” demeleri bu yüzdendir.
Tam tersine bilgili,iri, güçlü, dip diri/sağlıklı, örgütlü ise bu onların ereğine ulaşmalarını güçleştirir. Belki de olanaksızlaştırır.
Zaten yalnız olan, güçsüz olan, hastalıklı olan bilgisiz, örgütsüz kendi kabuğuna çekilmiş olup; ne sabuna ne suya dokunmamış, kirden kokmuş olmaz mı? Bencil, aman sendeci, bana neci sarmalında, “Her koyun kendi bacağından asılır”, “Beni sokmayan yılan bin yıl yaşasın” demez mi?
Elinize bir kurşun kalem alın,isteyince hemen kırabilirsiniz. Bir hayvanı aynı şekilde korkutabilirsiniz. Bir insanı yine bildik bir şekilde yıldırabilir, korkutabilir, ona istediğinizi yaptırabilirsiniz!
Bu güne dek tüm bunların yapıla geldiğine, yapılmakta olduğuna tanık olmuşuzdur, oluyoruzdur da. İçimiz kan ağlasa da, bir şey yapamamanın ezikliği, burukluğu, vicdan azabı, üzüntüsü içinde kahrolmuşuzdur! ..
Kargalar leş bekler
Sen baş örtersin
Önce kürt
Yıllardır dert
Yetmedi
Kargalar leş bekler
Yüreğinize sağlık çok güzeldi
Yüreğinize sağlık çok güzeldi
Yüreğinize sağlık çok güzeldi