Ahmet Çelik Şiirleri - Şair Ahmet Çelik

İnsanı büyüleyen bir sihirli havada
Şu engin denizlere kelebek can atarken
Yaşam ölüm arası tek celselik davada
Hangi kalbe doğarsın güneş kızıl batarken?

Bu ilahi saflığa bakan kendini görür

Kadın erkek çocukla gel el ele verelim
Atam çalmış kalbiyle sağlam bizdeki maya
Azim çaba gayretle yükseklere erelim
Hoşgörü ve sevgiyle inan çıkarız aya.

Cennet mekan yerleri Hocalıda ölenler

Biz birlikte yaşadık senle binlerce yıldır
Umut varken yarına yok mu biraz hoşgörü?
Şeytan işi bitince demez kimse nasıldır
Geçen dostluk narına yok mu biraz hoşgörü?

Ateşlerde yanarken masum melek bebeler

Tokalaştık seninle bir Üsküdar sabahı
Melek kadar güzeldin canlı döndük semahı
Kanat çırptık kalplere döktük cümle günahı
Sanki rüyaydı her şey bir daha aramadım.

Buluşma zamanını o gün iple çekerdim

Sihirli aşk değneği suya kandırdı çölü
Sonsuzluk ummanına tensiz taşıdı gölü
Derme yılda bir açan beyaz kırmızı gülü
Şirin Ferhatsız ölmez o da dağı delmezdi.

Kısa bir süre için vuslatı yitirdiler

Gece ile gündüzü
İnce çizgi ayırır
Yalanla doğru sözü
İşi bilen ayırır
Sevenle sevileni
Kara kedi ayırır

Hayatın her anını dolu, dolu yaşarsan
Arı misali çiçek, çiçek bala koşarsan
Herkesten çok çalışıp böyle zoru başarsan
Durmak istediğinde sen aynaya iyi bak.

Avuçlarında sıcak sımsıcak bir sevgi bul

Uslanmaz deli gönlüm aşka mola vermişken
İnce kuru bir dalda canla asılı kaldım
Geçtiğin uzun yola ben varımı sermişken
Kolunda başka yarla yine havamı aldım.

İçi dışı bir sanki Mevlâm övmüş yaratmış

Kasaplık koyun gibi bıçak cana dayandı
Akbaba sürüleri üstümüzde uçuyor
Şu ramazan gününde gök kızıla boyandı
Akbaba sürüleri taze kanla coşuyor.

Tüm kulaklar tıkalı feryatları duyan yok

Göç yolunda uçarken döndü turna katarı
Sevda denen muamma hayatın bir rotarı
Yeri göğü inleten şu Tahir’in tatarı
Kasap bayram yaparken Zühre nasıl gülecek?

Umut ektim tarlaya kargalar etti talan