Tembel ıslatan gibi tüm sermayesi hile
Sırıl sıklam yaş eder bırakır büyük çile
Biraz gözün yumarsan düşürür dilden dile
Kurnaz olan tilkiden bin kez özür dilerim.
Mesafeler önemsiz burnu koku alırken
Kimi çölde sıcağa kimi suya atarken
Bir tosbağa misali bağdan bağa gezerim
Bahtım denen şu camız bataklığa yatarken
Boynu bükük halimle ben canımdan bezerim.
Sağa sola bakmadan hep rastgele koşarım
Bir kısım tanıdığım dostuna canın verir
Eğer dikkat edersen oldukça rahat serir
Bazı farklı insanlar yemeğin tuzu gibi
Sertliğine aldanma suya düşünce erir.
Egosuyla gezenler yumrukla dişin kırar
Gelecek inşasında mimar mühendis işçi
Irk ayrımı yapmadan biz verdik mi el ele
Tüm ülke yollarında makinist ve ateşçi
Hüzünle sefalete deriz ki güle güle.
Yurdun bekası için kadın çocuk demeden
Dünyaya teşrif ettik Adem ile havadan
Tanımadan bedeni niçin caydık davadan?
Güzel çirkin ayırdık çıkamadık aradan
Arif haklı söylemiş gönlü pak et sivadan.
Hayat boyu bağlandık emzirip süt verene
Bülbül gibi ötersin uslanmaz şip şip dudak
Kâinat vecd içinde sus da âlemi dinle
Dünya bıtrak tarlası kanatır batan budak
O canını yakmadan kendi sevdanla inle.
Şöyle tarif edeyim et kemik bir de cansın
Bu can aşka düşeli ekseninde dönerim
Kalbimi hasret yakar nerdesin ey sevgili?
Rüzgârda yağmur yemiş mum misali sönerim
Kalbimi hasret yakar nerdesin ey sevgili?
Doğduğum andan beri bir kovukta yaşarım
Ne edepsizlikler yapar nefsim cahil mi cahil
Olur olmaz her şeyi hep kafaya takıyor
Sabah akşam beynimde kirlilik ömre dahil
Hangi yöne dönersem canım çokça yakıyor.
Doğru yanlış ne varsa fikrime karışırken
Aklıma düştüğünde uykularım kaçıyor
Zifiri karanlıklar siyah perde açıyor
Başımın üzerine sanki kâbus saçıyor
Göle yoğurt çaldıkça tutmuyor mayalarım.
Gündüze vardığımda bir sarhoşluk başlıyor
Ademi tanıtan yüz Hakkın bir hediyesi
Verilen bu simaya döndür Rabbim diyorum
Hesap günü gelince istenir tediyesi
Verilen bu simaya döndür Rabbim diyorum.
Kusur aramayınca onlara göre kördüm
Güzel İNSAN
saygı ve rahmetle , ruhun şad olsun..