25 asırlık yaşı,
Huzuru Fatih'te tattı..
Anıları yaslanmış tarihin sayfalarına,
Mabedi savaşlara etti tanıklık..
Sadece bir duvar taştan ibaret mi ..?
Özlemle beklendin,
Hasret koktu kasvetin,
Hicab duyduk alırken bileti,
Nasip oldu sana girmek abdestli..
Müjdelenensin Ayasofya,
Bulut göl sularının üzerine yayıldı,
Dilimin acısıyla alt dudağımı yaladım,
Ay dağlarının esen rüzgârı,
Biraz hafifletiyordu boğucu acımı..
Acımın yelken direkleri gıcırdadı,
Kulak zarlarıma baskı yapıyordu,
Kafamda duyduğum basınç,
Yüreğim şakaklarımda gümbürderken,
Husul eden anların resmedilmesi imkânsız..
Kederli nefes veriş alışları,
Gözlerim altında koyu gölgeler,
Gözüm içi gülmüyor..
Umutsuz ifadem birden bire,
Dönüştü korkunç bir öfkeye..
Gözlerimi ıslattım,
Tebessüm nedir bilmeyen suratları,
Hiç silinmeyen nemrut bir ifade yerleşik,
Kahkahalar birbirine sürtülen metaller,
Onların çıkardığı benzer tınıyla yankılanırdı..
Ayın utangaçlığı sessiz çığlık,
Güneşin buz dağları,
Karanlığı yırtıyor ışıkları,
Issız dağ fırtınaları sevgiye hasret,
Ayın utangaçlığı aşkında saklı..
Gökyüzüne saçılmış yıldızlar,
Bin şer bulundu sesimde,
Güneş sisli turuncu küme,
Yüzümde arı dudaklarıma doğru yürüdü,
Pişmanlıklar belirtmeye geldiler..
Sular bulutlu ve yeşil,
Yansıyor aynalar,
Yansıyor gök, yer, sema..
Her yerde ben,
Arkamda bırakılmış kirli his..
Odam deli kasvetli,
Sözlerimden çıkan okların,
Perdeledi gökyüzünü karaladı,
Kaşlar şehvetle kalktı gülüş fırlatarak,
Gözlerim yuvalarından fırladı..
Yüzümü buruşturdum,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!