solgun bir gül yaprağıdır bişkek’te ölüm
saklanır can suyunu yitirmiş çiçekler gibi
soyuzdan kalma eski kitap içlerinde
gezer büyükçe ve içi geçmiş bir köyün
bakımsızlıktan avazınca bağıran caddelerinde
Acılar...acılar...çöreklenmiş içime kara yılanlar
Avuçlar açmışım haydutların yabanına şehirler ortasında
Yar diye sokulmuşum renkli kahpesine muharrik yalanların
Sonra oturmuş ağlamışım masumiyete yüz çevirdiğim günlere
Oh olmuştur bana şüphesiz hak olmuştur başımı vurduğum bu kayalar
bir bişkek sabahı cumartesi...
ayyaş gecelerden kalmış sabahın sakinliği
yaşar donmuş kuzey zamanları içinde
manas caddesi sıradan bir cumartesi
kar mı düşer bir gelinin konfetileri mi
nerde düğün nerde sıcak kırgız gözleri
bahar erken mi geldi
ben mi şaşırdım
yüzünde gürül gürül gökler
sağanak bir yağmurla
yıkıyor beni
nadaslara mı bıraktınız sevginizi, o dağ çiçeğini
zaman gelir sürülür gönül toprağı
gümrah sevdalar yetiştirirsiniz
bitmiş gitmiş olurum ben muhtemelen
zamanım gelmeyecek bir haberin esaretinde geçmiştir
çırpına çırpına bir sevgiyi söylerken
Bu sensizlik akşamının dinginliği ürperiyor yine bir kuş sesinde
Günü de indirdiler uykusuna kadifeden yumuşacık turuncu eller
O der Abend,der in die finsteren Dörfer der Kindheit geht
Ah bu akşamın kederi, siyah tülden bir örtüdür,üstümüze böyle kim örter
Georg Trakl’dan mı bu kargışlanmış çarpık sevgilere gebe yaralı hüzünler
yalnızlıklara aşık sevdiğim
sen başka kimi seversin
söyle de gönlüme
kendinden seni dilediğince
en vahşi yöntemlerle silsin
gönlüm de senindir
gül bahçenden de geçtim seherde şeyda bir bülbülle sevgiyi söyleyerek kulağına
sen uyuyordun en güzel yatakların içinde en vahşi kızıl giysilerinle
rüyalarına giriyordum destursuzca teklifsizce ifritler gibi kesiyordum yollarını
kaçamıyordun sarmıştım bütün yönlerini ürkek ceylanım benim akıllım kaçamıyordun
senin yüce dağların vardı soğuk şehirlerin birinde başında her daim kar vardı
gönlümü yağma çarşısı belleme yarim
o çarşının baş köşesinde sen varsın
veririm her varımı zaman haramilerine
tek gönlüm bana kalsın
yalnızlıklarıma bir akşam libası biçtim
dünyanın kapılarından aşkın kervan yüküyle
kuzeyli bir gezgin gibi geçtim
sevdana düştüm,sevdana düştüm
hem seferi,hem tahammülü seçtim
Ad konmamış birlikteliğe şiirler...Tabi ki de Aşkımın siyah güllerinden daha güzel ama size yaklaşıyor haberiniz olsun.yakında kitabı falan çıkaras şaşırmayın.şaka bir yana gerçekten şiirleriniz çok güzel hocam.hepsini okumadım ama Bişkek'li Çocuk 'u çok beğendim.ama merak etmeyin hepsini okuyacağım ...