ne adi her şey etrafımda
zor sandıklarım iğrenç kolay
ulaşılmaz elimi uzatmamı bekliyor
susuyorum...susuyorum...susuyor...
yaşamak ne kolay
karanlığa bakarken seni düşünürüm
zifir karası saçların gözlerimde
gözlerin fırtınasında denizlerin
fenerdir sana gelen gemilerime
Ölüm nemdir benim
Yoklar durur zamansız
Nerdendir ülfetimiz
Bu senli benli halimiz
Ne zaman kuruldu bilinmez
Dünyalık hiç bir dost
hoş geldin ay
hoş geldin geceler prensi
bulutlarla süslemişsin
sarayının görkemini
acılar mı olgunlaştırır bizi
hayatın tam orta yerinden geçmeden
umudun içimizde bir durak gibi kalışında
hep inmek istediğimiz otobüslerde gibiyiz
nerden ve nasıl gidişler hep acılara
biri var biri var
yedi tepeli bir şehirde
belki sadece bir arkadaş
belki de –kimbilir-bir yâr
yedi tepeli bir şehirde
evlerimiz vardı
sıra sıra üst üste
güler yüzlü tertemiz
güneşe bakardı
dostlarım benim
gecelerdeki uzak yıldızlarım
zemheride yolda kalmışlarım
bir gün öleceğiz
akşamında ömrümüzün
günümüz inecek
gök denizlerinden gurup adalarına
bir gün öleceğiz
ihanetler…ihanetler…
şeytanı bile ürperten
çağdaş yeni cennetten kovulma öyküleri
yüzler fondöten kaplı çirkin gülüşler
masumiyetin ırzına geçer
mefisto’nun uyrukları
Ad konmamış birlikteliğe şiirler...Tabi ki de Aşkımın siyah güllerinden daha güzel ama size yaklaşıyor haberiniz olsun.yakında kitabı falan çıkaras şaşırmayın.şaka bir yana gerçekten şiirleriniz çok güzel hocam.hepsini okumadım ama Bişkek'li Çocuk 'u çok beğendim.ama merak etmeyin hepsini okuyacağım ...