uzun sarı günleri
dilimde umutsuz heceleri
alıp götürsün şu yaz geceleri
yaz geceleri
yollar nereye gider
yollar yalnızlığım uzun,ince
ince hastalıkları
ciğerlerimin içinde
yollar da döner gelir mi
Rabbim
sabahın aydınlığını ver sen bize
ışığın sıcaklığını yay içimize
bedenimiz dirilsin şöyle bir
doğrulsun karanlığa yükünenler
katına gelsin cümle var edilenler
bir kez ölü oldum ben
sarı mor donuk ve yapayalnız
bağlandı ayaklarım,yürüyemedim uzaklara
çenem bağlandı kırıldı dilin kemiği çaresiz
imbiklerinden süzülürken
yabancı bir ülke akşamında anılarınız
yakıcı bir alev dolaşır damarlarınızda
ana sütü diliniz uzak bir rüzgar esintisidir
karanlık tez iner gün ışığı geç gelir
al başına çal
o zalim muştular çağını
servetler azgını... zavallı...
kanayan yaralarınla kirlenen toprakta
sana da yer verir bu dünya
sevdamız al bir ata bindi
gönlümüz ardı sıra gider oldu
göçüp konduğumuz yaylalar
kışlağa döner oldu
ipek esintili rüzgar
tenimizde ateş oldu
yalnızsınız kararsız ve yorgun
dünya yaşanılmaz olmuştur
sağırlara yol uzanır uykusuzluğunuzdan
dünya dayanılmaz olmuştur
çocukluğum
yeniden bulunmuş ağulu sesim
titreyişim bir bozkır çiçeği gibi
zamansız esen rüzgarında geçmişin
hâlâ koşuyorsun
o gönlün serâzâd kırlarında
kimseciklerden uzaklarda
çocuksun
zamana verdiler seni
Ad konmamış birlikteliğe şiirler...Tabi ki de Aşkımın siyah güllerinden daha güzel ama size yaklaşıyor haberiniz olsun.yakında kitabı falan çıkaras şaşırmayın.şaka bir yana gerçekten şiirleriniz çok güzel hocam.hepsini okumadım ama Bişkek'li Çocuk 'u çok beğendim.ama merak etmeyin hepsini okuyacağım ...