Zaman dibine düştüğünde
Gölgesi silinmez bilesin
Yaşanan günler geçtiğinde
Geriye gelinmez bilesin
Liseye ilk başladığımız yıllardı.Sağın solun ne demek olduğunu bile bilmiyorduk.Ama bildiğimiz niçin karşı gurubun okuluna gidiyorsunuz diye hergün yediğimiz dayaklardı.Okullar,sokaklar,mahalleler hep sağ ve sol gurupların ellerinde paylaşılmıştı.Silahı bile bu yıllarda namlularını ağızlarımıza dayadıklarında öğrendik.
Ailelerimiz hergün çocuklarımız sağ sağlim evlerine dönsün diye dua ederlerdi.Hergün televizyon haberlerinde kardeş kardeşi nasıl öldürdüğünün haberleri veriliyordu.
O günkü aklımızla kim durduracak bu kardeş cinayetlerini diye kendi kendimize soruyorduk.
Bir gün televizyona çıkan Kenan Evren"Ordu yönetimie el koydu" diye konuşmaya başladığında ölümler artık olmayacak diye ne çok sevinmiştik.Ardı ardına gelen gencecik insanların idam edilişi ülkeyi başka bir kaosa nasıl soktuğunu daha sonra ögrenecektik.
Sessiz bir masumiyet bizimkisi
Zamanında ayaklanan
Yine temiz topraklarım
Yine dimdik ülkemde yaşayanlar
İşgale uğramış bir vatanın
Zincirlerini kırmak için
Bandırma vapuruyla
İstanbuldan,
YİRMİ ÜÇ NİSAN
Çocukluk günlerimizde,gerçekten içimizin sevinçle dolduğu günlerdi 23 Nisan.
Neden sevinirdik,bayram olduğundan mı?yoksa sevinecek bir şeyler aradığımızdanmıydı bilemiyordum.
Sanırım ilk kez adam yerine koyulmaktı bizim sevinme nedenimiz.Herşey bizim heyecanımızdı.Beğinilmek,güzel yürümek,başımızın okşanması ve trampet havasında ciddi adamlar gibi yürümekti bayramımız...Hele birde anne ve babamız bizi seyrediyorsa tören geçitinde sormayın keyfimizi.
Dalgalanan bayraklara baktım önce.Aklıma Türk'ün bütün zaferleri geldi,Sonra bu bayrak için canlarını veren şehitlerimiz geçti içimden.
Yine bir bayramdı.Hem de bu milletin ülkesini,vatanını kurtarmak için yaptığı savaşlardan birinin zaferiydi.30 Ağustos zafer
Bayramıydı bugün.
Hiç bir millete nasip olmayan bir duyguydu bu,kutsal değerler uğruna ölmek,ölüme gülümseyerek gitmek.
Herşey olduğu gibi kaldı. Aklına
Gelmedi kimsenin uğruna çok şey kaybettiği varlıkları. Aklına gelenler kendisiydi, sevdikleri ve değer verdikleri çocukları.
Gözlerinden okunurken çaresizlik, büyürken kaygıları gözbebeklerinde, yüreklerinde esen bir korkudan fırtınaydı.Yakarıştı Allah'a.,dillerde yer eden o masum duaları.
Bir teslimiyet haliydi inanmak, o can havliyle
Kullandığı araçlardan yola çöp atan, şişe atan, elindeki çöpü yere fırlatan, sigara izmaritlerini
Sağa sola atan acaba kimlerdir?
Dağların tepesinde,
En tepesinde olsam.
Bulutlara değer mi başım?
Gökte ne yapar kuşlar?
İnsanlar uçar mı?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!