Adnan Deniz Şiirleri - Şair Adnan Deniz

Adnan Deniz

İnsan ilişkileri ilgi odaklıdır. Eğer anlatılanlar veya sunulanlar kişinin ilgisi içerisine giriyorsa, kişi kulak kabartmakta kendi atmosferine ancak bu tür ilgisini çekebilen konuları almaktadır. Birisi ile ilgilenildiğinde, ona özen gösterildiğinde kişinin tepkisi olumlu bir dönüt olarak gelebilmektedir. Hatta ilgilenilen kişi kendisini daha mutlu hissetmekte ve olumlu davranış tepkileri gösterebilmektedir.
Bütün insan davranışlarında gülümsemek, merhaba demek, hal hatır sormak, tebrik etmek, onaylamak ya da kişiliğine hürmetle yardımcı olmak, paylaşmak birçok ilgi davranışlarından bir kaçıdır.
İlgili olmayı eğitim içerisinde değerlendirebilirsek, öğrencilerin, öğretmenlerle olumlu diyaloglara girebildiğini, kişileri sevdiğini, sevdiği içinde öğretmenlerin anlattıklarına değer vererek dinlediğini görebilmekteyiz. Bu da eğitimi olumlu bir şekilde etkilemektedir.
Aile içerisinde ilgilenilen aile fertlerine değer verildiği gösterilmiş olur. Hem aile hem okul hayatında öğrenciye güven duyulduğu ve paylaşıma açık olunulduğu mesajı ancak ilgilenilerek verilebilir. Kişilere açık olduğumuzu onların güvenlerini kazanarak sağlayabiliriz ki, o’da ancak ilgi göstererek, paylaşarak ve sırdaşlık yaparak gerçekleştirilebilir. Bu bireylerin öğrenmeye açık olmasının temel anahtarıdır.
Bir çocuğun başının okşanması, takdir edilmesi, aferin denilebilmesi, sanırım o çocuğun ya da genç’in kendine güven duyabilmesindeki en önemli etkendir. Peygamberimizin hadisinde olduğu gibi’’Kolaylaştırınız, zorlaştırmayınız. Sevdiriniz nefret ettirmeyiniz’’sözünü kendimize düstur edinmemiz gerekmektedir.
Derslerin kolaylığı-,zorluğu, kişilerin iyiliği-kötülüğü, Başarısı-başarısızlığı altında yatan kişilerle ilgilenerek, aslında görsel olan bu sonuçların değişebilir olduğunu göstermek gerekir.

Devamını Oku
Adnan Deniz

Günümüz insanı modern çağın imkânlarını küçüğünden büyüğüne kadar kullanabilme şansına sahip olmuştur. Bu hayat tarzı insanları rahatına düşkün bir şekilde hareket etmeye zorlamaktadır. İnternet kullanan herkes sosyal iletişimi bilgisayarlar başında sağlamaya çalışırken, bu bağımlılık insanları asosyal yapmaya devam etmektedir. Öyleki yüz yüze gelindiğine iki kelimeyi yan yana getiremeyen insanlar facebook’ta veya Twitter’de adeta bülbül kesilmektedirler.
İnternet, yararlı kullanıldığı zaman gerçekten birçok ihtiyaca cevap vermektedir. Ancak günümüz gençleri, internet başında uzun saatlerini geçirmekte ve internette takıldığı alanların etkisi altında hareket etmektedir. Bu hayali yaşam tarzı günlük hayata uyumda çeşitli problemleri de beraber getirmektedir.
İnsanlar var olan imkânlar dâhilinde hayatlarını idame ettirirler. Eğer başkalarına öykünerek bir şeyler elde etmek isterlerse bu ancak hayal kırıklığı ile sona erer. Söylenenlerin ve yapılanların hepsinin doğru olmadığı ve insanların kendilerini farklı lanse etmeye çalıştığı internet dünyasından çocuklarımızı bilinçlendirerek yararlanmalarını sağlamak hepimizin en asli görevi olmalıdır.
En uçuk fikirlerin dolaştığı ve sosyal ve kültür yapımızın tam tersi hayat tarzlarının yer aldığı, kişiliği oluşmamış bireylerin çok çabuk etkisi altında kaldığı bir internet dünyasından söz ediyorum. Hepimizin sesi çıkmasında bilgisayar başında evimizde otursun dediği çocuklarımızı birer birer nasıl kaybettiğimizin farkında bile değiliz maalesef.
Çalışmanın, kitap okumanın ve hatta hareket kabiliyetinin azaldığı, küçük büyük ilişkilerinin çıkarlar üzerinden yarım yamalak devam ettiği, insanların karşısındakileri yalnızca menfaatleri ölçüsünde değerlendirdiği bir toplumsal yapıya hızlı bir şekilde akmaya devam ediyoruz.
İnsanların kendilerine rol model olarak seçtikleri kişiler artık ya facbook’ta ya Twitter’lerde boy göstermekte ve insanoğlunu bütün iç gıdıklayıcı bir şekilde çeşitli serüvenlere sürükleyen örnekler internet sayfalarında en başköşelerde yerini almaktadır.

Devamını Oku
Adnan Deniz

İnsanın yapması gerekli ahlakça değerli olan davranışları biz iyi olarak tanımlıyoruz. Kötü derken insanın yapmaması gereken davranışları kastediyoruz. İnsanların genel olarak beğeneceği davranışlar yani Allah’a itaat etmek ya da kişinin yararına olan davranışlar kastedilir. Kötü ise adaletsiz, şeytana uyan, toplumun yararına olan şeyleri bozan kişiler olarak algılanmaktadır.
Yeryüzünde iyiliğin temsilcisi olarak”Habil“Kötülüğün temsilcisi olarak ta “Kabil”gösterilir. İyiler melek tasviri ile nitelenirken kötüler şeytan olarak gösterilir. İnsan aklı ve duygularını orantılı olarak kullanarak hareket etmesi gereken bir varlıktır. Akıl insana verilen en üstün vasıftır. O zaman insan aklı ile iyi ve kötü arasında seçim yapabilme iradesine sahip olmalıdır. İradesini kullanamayan insanlar karşımıza kötü olarak çıkarlar. Öyleyse bir kararı eyleme geçirirken olayların iç ve dış şartlarını göz önüne alarak harekete geçmek gerekir.
Ancak bazı insanlarda görülen iyiliğin ve kötülüğün kendi menfaatleriyle eş orantılı olmasıdır. Çünkü bu insanlar kendi menfaatleri söz konusu olunca arkadaşlarına ihanet etmekten çekinmezler. Günümüzde bu tip insanlarla sıkça karşılaşmamız mümkündür. Bu kişiler yaşamlarındaki konforu sağlayabilen her kişi mübah ve iyidir. Bizim kastettiğimiz iyi ve kötü kavramlarının menfaatler arasında sıkışıp kalmasıdır. Çünkü bir kişiye iyi olan birey, başka bir kişi tarafından kötü olarak algılanmaktadır. O zaman iyi olmak insanların genel beğenileri ile değerlendiriliyorsa sizin iyiniz hangisidir?
Mesela size karşı güler yüz gösteren ve size her türlü menfaati sağlayan ancak toplumun değerlerini hiçe sayarak toplumsal yararları bozan, zarar veren kişi sizin iyiniz midir?
İradesine sahip olamayan ve insanların kalbini kıran ve devamlı toplumda huzursuzluk çıkaran ama sizinle can ciğer dostluk göstergesi sunan kişimidir sizin iyiniz? Öyleyse bu iyi neden toplumun çoğunun kötüsü olmaktadır.
Dedik ya aslında her insan iyiliğe meyillidir diye. Ama bazen kötülük yapan insanların bu kisveden çıkarak gerçek doğrunun peşinde gitmesi de imkânsızdır. Çünkü toplum kendisine genel yakıştırmayı yaptığı için bu rolünün içerisinde şeytan olarak rolüne devam etmek mecburiyetini hisseder.

Devamını Oku
Adnan Deniz

Odak noktasındasın beynimin,
İş kavgası,aş kavgası...
Yeri değil ama söylemeli!
Neler geliyor peşinden neler,
Aşk kavgası eş kavgası.
Kavga be gülüm,

Devamını Oku
Adnan Deniz

Hiç bir şeye sahip olmadığımız zamanlardan çok şeylere sahip olmamızın bellikli hazzını yaşıyoruz. Yahutta bizler öyle sanıyoruz. Elimizde olanların kaybolacağından korktuğumuz için var olan her şeye haddinden fazla önem vererek sarılıyoruz.
Kaybetmek… Aslında kimler neleri kazanıyor veya neleri kaybediyor. Amaç olarak hareketle bir yarışın kaybedildiği farz ediliyorsa, kazananın neler kaybettiğini de sorgulamamız lazım gelmiyor mu?
Hayatta önceliklerimiz nelerdir? İşte insanoğlunun kazandığı veya kaybettiği varsayımları bu önceliklerde gizli. Kime göre kazanmak! Toplumun isteği doğrultusunda mı yoksa kendi duygularımız doğrultusunda mı kazandıklarımız. Bizi mutlu edecek olan nedir? Aslında bizim kazandığımız tek şey bu soru ve bizim bu soruya verdiğimiz cevaptır.
Kaybetmek, aslında gelecek zamanlardaki yarışlarda elde edilebilecek en büyük tecrübeler olmaktadır. Yapılan yanlışların eğer olumlu dönütünü alınabiliyorsa işte o zaman kaybetmek en büyük kazanım olacaktır.
Kaybetmek, yeniden var olmak için, kazanmaya göz kırpmak ve bir ömürde birkaç hayatı yaşamak, öldüğün anda tekrar dirileceğine inanmak gibi bir şeydir.
Kaybetmekten korkmayan insanlardır hayatta daima kazananlardır. Bir şeylerin bizden eksilmesi bizi üzmemelidir, çünkü eksilen her şey bizi hafifletir. Daha çok mücadele azmi ile doldurur insanı, aslında kaybetmek kazanmak için ayakta dimdik durmaktır. Kaybetmek, başka bir insanın kazanması değimlidir? Evet, onun mutlu olmasıdır. Bu da bizim kazandığımız anlamına gelmez mi? Kaybetmeyi bilmeyenler kazanmanın getirdiklerini bilebilir mi? Geçici olan bu dünyada, kaybetmek ve kazanmayı fazla önemsememektir. Kazandıysan bir gün kaybedecek, kaybettiğisen bir kazanacaksın. Önemli olan bu hüznünün ve coşkunun farkında olmaktır.

Devamını Oku
Adnan Deniz

Hangi yüreğe taşınıyorsun ömrüm,
El öpüp kokladığın
Anne baba diyarı boş.

Yangın yeri olmuş yüreğin
Ateşle gelmiş sevdan

Devamını Oku
Adnan Deniz

Şiir yazmayacağım bu sayfaya,
Gömdüm bütün sevgimi.
İşte şuracığa.
Kırdım işte burda kalemimi
Sana bakmayacağım bundan kerli.

Devamını Oku
Adnan Deniz

Saçları dökülür tel tel yüzüne,
Vallahi yangınım avşar kızına.
Simsiyah saçını sürüp yüzüne
Benim ol gurbanım dediydi bana.


Devamını Oku
Adnan Deniz

Önem verince önemli herşey
Boş ver dersen önemi yok.
Değeri olana verilmeli değer
Herkes değeri kadar eder.

Devamını Oku
Adnan Deniz

Sevgiler çiçek açarken,
Saf ve sıcak
Dilekler buluştu yüreklerde.
Kovulsun istediler,
Can bezgini korkular.
Olsun istediler

Devamını Oku