O herşeyi bıraktı,pastasını üfleyince,sönecek sandık.
Mum dibi gibi kaldık,doğmadan bitiyordu bugün,
Olan bitenden azdık.
İhanetin doğuşunu izledik,
Üç mü,dört mü? Galiba iki kişiydik.
Hergün gözlerinden öptüğüm hasret,
Olmasan bugün kalbimde,unutsam...
Gitgide çıksam zindanından,kaçsam...
Firari olsam; vurulsam alnında,
Kurtulsam yarım kalmış voltalardan...
Ömrüme bu kadar gün biçiyorsun;
Yokluğunun serinliğiydi, kavrulduğumuz gün
Hatrımızı bir kenara bırakıp üşüyorduk
Biraz ötede güneş,biraz beride sen
Seni seçtikçe,kavruluyorduk
Yeni düşmüştük hatırlıyorum
Bıraktım artık,ne eskisi gibi su içer keklik,ne de avcı bırakır silahı
İdam sehpasında aptalı oynamak gibi birşey bu
Suçum yok yere vuruldum belki, suçum olmasada,su içmek aptallıktı
Teninin esmerliği karışıyor geceye
Senden esiyor bu gecede rüzgâr
Kumun zerresini taşıyamazsın;
Bastığın yer bulaşır sana o gün,
Kavgaya tutuşur üstünde toprak,
Sürgün eden nedir,anlayamazsın.
Aynanı kırma; kendini gören çok,
Sessizdi bugün,ayak sesleri üstüne susuyordum
Avukat bozuntusu,havacılar, cıvacılar
Nasılda susturuyordu gözlerimi
Boynum toprağa sarılı,kefen bile bulamıyorum
Kemandan kopmuş bir şarkı gibiyim
Tutmuyor anılar bir bir mayası çürüyor
Sırtımda taşıdıklarım yetmiyor bana
Bu kadar umut çürüdükce acı veriyor
Resimlerde bir gülüş ararken ruhumu satıyorum sana
Ne kadar az gülmüş anılarım
Herkesin tarihine gölge oluyor
Ne güzel birbirine karışıyordu renkler,
Maviden sarıya,yeşil doğuyordu güneş.
Ne güzel bakıyordun sen,
Bir yanın zeytin karasıydı,o da gözlerine eş...
Güneş erken batıyor;
Talia söyle bana,nedir bileyim
Uzaktan kestiremem yüzünü biliyorsun
Kalbime girdiğinden beri görmüyor gözlerim
Bütün iklimleri yaşadım yokluğunda
Talia senmi geldin
Baharı önüne sereyim
Dağıldı bugün en anlamlı siyah;
Yollar toz topladı gitmem için,
Ne umudum olmadı ki benim,
İki kuruşluk,üç ekmeklik.
Bütün günlere sakladı kendini;
Saatime dadandı hüzünlerim,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!