Bir arzum var hasretinle dolu
Beklenen bir yolcuyum ben yüzüm sürmez yollarını
İki adımlık dünya yetmez seni düşlemeye
Bilki öldüm sensiz, sen benim ölmemdim kadersiz
Galiba yokluğunu arıyorum
Hava umuttan yoksun bugünlerde
Hergün görüyorum anlamı gitmek olan yolda anlamsızca yürüyor
Ve gitmeyi değil dönmeyi seciyor
Kaybedecek birşeyi olsa gerek
Oysa dünyada dönüyor kaybedeğini bilerek...
Alnın en kalın çizgisinden,
Parmaklarına dokunacak kadar uzağım.
Sen ki gözlerine karıştığım;
Renginde sevginin yoksulluğu,
Bir yanın baharın sonunda,
Bir yanında çiçek gülüşleri,
Bir kere baktı,bir kaç kere güldü
Yetiyordu bu
Çorbada tuz olsun du hayat,biraz kavga, biraz çamur
İnsanlık unutuluyordu
Beğenmeyen kan döküyordu
Ve orda gördüm seni
Zindan bugün,zindan yarın,
Sen bunun farkındamısın?
Tutmadığın bu açlığın;
Alna değmeyen kağıdın,
Kabuğu tutan yaranın,
Kanattığı günahtasın.
Uzun uzadıya bir bekleyiş,
Serin kanlar içinde masum.
Nefretim kahpedir sokak ortasında,
Ağlamasına kulak verin.
Dinleyin kaçıncı geceye gebe bu düş;
Doğacaksa güneş ışıktan başka,
Kördüğüm kalmışlığım gelir aklıma,
Metruk yanan evler içinde.
Selamlarla uğurlanışım, bir diğer ruhuma.
Bir bana ağır gelmez, ölüm,
Benden "çıksında"lardayım.
Hasret değil bu sönen,
Çorak yoldan geldim,suyun vardır senin,içip gidelim,
Ne bekliyorsun,beni zaten vurdular!
Yalanın yakasına sarılma,
Yılanlık bize göre değil bilirim.
Beni neyle suçluyorsun!
Uyumakta yakışırdı güneşe;
Geceyi de severdik biz,
Usulca dokunur gökyüzüne,
Bulutu da siyah yapardı,suyu da,
Ve sevmediklerimizi de...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!