Göz yaşartıcı bir aşktı bu...
Etkisi hala sürüyor, hepsi bu.
İç karartıcı duygulara kapılmaya gerek yok,
Doğru mu?
Yanlışsam söyle, inanmıyorsan bana,
Yalan değilse bu aşk, kanıtla.
Gezdim aşk coğrafyasını bir uçtan bir uca.
Ülkeler, şehirler, caddeler gördüm aşka bulanmış.
Lakin gönül tatminkar olamadı vardığı hiçbir sonuca.
Galiba, dedim aşk dedikleri koca bir yalanmış.
Ümidimin son demlerinde çıkıp gelen gonca,
Nam-ı diğer gül rengi gonca bana layık olanmış.
Güzele tarif istersen, derim ki aradığın zen.
Ürperten bir albeni taşar gözlerinden.
Zarafete ne zaman hasret kalsam ben,
Evimin denize bakan penceresinden
Limana yanaşan gemilerden inen
Eşsiz güzelliklere dalar giderim.
Bu söyledilerimi kayda almayın.
Düşünürken sesimi kısmayı unutmuşum.
Ne zamandır düşünmüyordum.
Sessiz sakin ve huzurlu bir hayattı yaşadığım,
Ağlamak ve gülmekten uzak bir hayat.
En taze hayal bile beş senelik bayat.
Ankara uyuyordur şimdi.
İçinde birçokları vardır beni bekleyen.
Habersiz çekip gittiğim halde
Beni kendi halime bırakmayan dostlarım
Hepsi sağ olsun…
Bu yalnızlık saatinde,
Dünyanın tam olarak neresinde olduğuma emin olmadığım bir hal içinde,
Sana yazmak için karşı konulmaz bir istek belirdi içimde.
Buralara uğrar mısın ömrümün sonuna dek seni beklesem,
Yolunun buraya düştüğünü görmeye yeter mi ömrüm,
Ya da senden başkasını görecek kadar kararır mı gözlerim bilmem.
İki ihtimal var;
Ya sen iltifat edilemeyecek kadar güzelsin,
Ya da ben,
Doğru yerde doğruları söyleyemeyecek kadar
Ürkek ve acemi.
Belki de böylesi daha iyi.
Bu akşam söz verdim kendime, ağlamayacağım.
Resimlerimize bakıp avunacağım.
Yine ikimizin şarkısı olacak dilimde:
‘’Bir Allahım var, bir de sen varsın.’’
Sesim kısılana kadar söyleyeceğim.
Ve yine sen geleceksin aklıma.
Sen benim en değerli varlığımsın.
Hayatımın vazgeçilmezi oldun ilk günden beri.
Bir sene önce karşılaştık seninle.
Ömrümün senden öncesini
Seni aramakla geçirmeme değdi, doğrusu.
İnanıyorum, telafi edeceğiz kayıp yıllarımızı.
Seni kırmak ölümümdür, bilirsin.
Bilirim ki ölümümü bilmek seni üzecek.
Ama bir ihtiyaçtır ölümden bahsetmek.
Bronz bir ölümdür ilk akla gelen,
-Ki burada artık aktif değildir beden.
Asıl vahim olansa ruhun ölümü kabullenişidir.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!