Sevdanın ikliminde bir aşka düştüm
Alışılmış aşklardan bir başka düştüm
Sanki bitmeyen tatlı bir rüyadaydım
Sanki o sevsin diye bu dünyadaydım
Ayrılık ağır geldi, gözlerim yaşa döndü
Hazanda mevsimlerim, baharım kışa döndü
Duygularım savruldu, aklım ayyaşa döndü
Sevgim kurudu gitti, kalbim bir taşa döndü
Ne topraktır ne de taştır ölüm
Ne kaybettiğin savaştır ölüm
Gözünden akıttığın yaştır ölüm
Ayrılırken yavaş yavaştır ölüm
Olsun çatım bacasız, odam sobasız
Yaşar giderim komşusuz, akrabasız
Şikayet etmem Allah'a da ey gönül
Bayramın tadı çıkmıyor ki babasız?
Bağrını yaktığın bu adamı tanır mısın?
Izdırabını görsen bilmem utanır mısın?
Sen boynunu bükmezdin ey şanlı bayrak,
Sen zaferdin, sen namustun sen vatandın
Görmedi belki bu kadar arsızı bu toprak
Ne o, yoksa sen de mi halkından utandın?
Bazı kadınlar vardır ölümüne sever
Bazı kadınlar vardır ölümünü sever
Sen tek başına yudumlarken kutsal çileni
Geçmedin sen, korkudan uğrunda geçileni
Düşmanı güçlü sanma, tepesinde yığınla ah var
Diren ve korkma sakın, senin yanında Allah var
Harabe gönlüm bulmuşsa seni
Her yeri saraydır kurmuşsa seni
Hasretle beklerim tek bir buseni
Bir tatlı özlemsin buruk sinede
Bir ilmek attım dokudum seni
Düşmanın kıramadığı belimizi fay kırdı
Sanki toprak kendinize gelin diye haykırdı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!