Batı ve Afrika
Batıda…
Yüzlerce, binlerce insan
Kurtulabilmek için fazla kilodan
Yemeye başlar bol bol “light” gıdalardan
Hayal dünyası
Dibi, daldıkça derinleşen
Yolu, yürüdükçe uzayan
Çevresi, gezdikçe genişleyen
Girildiğinde kolayca çıkılamayan
Tütünü cebimden çıkardım
Kağıda güzeelce sardım
Kibriti sertçe çaktım
Sonunda sigaramı yaktım
Hüüüüüüüüüh…. Füüüüüüüüüüh…
Geçen asIr OsmanlI’ya savaş açmIş
OrmandakI yamyamlarI bile toplamIş
Günün en agIr silahlarIyla gelip dayanmIş
Çekirge sürüsü gibi topraklarImIza saldIrmIş
Gokten sanki yagmur gibi ateş yag dIrmIş
Taş üstünde küçüK çakIl bile bIrakmamIş
Gelibolu’yu karIş karIş kana bulamIş
Yüz binlerce insanIn hayatInI karartmIş
FransIz veya Ingiliz askeri mi daha şerli
Yoksa?
Biricik yavrusunu bile
Ya şehit, ya da gazi
Diyerek ug urlayan anneleri
Yediden yetmişe seferber olmuş milleti
Kendisinden çok güclü devletlerin askerlerini
Tarumar edip yenmiş olan Osmanli devletini
Yani kanIyla, cesaretiyle tarih yazmIş milleti
DüşmanInIn bile yarasInI sarmIş Mehmetcigi
Frenklerin hala deşifre edemedig i Çanakkale zaferini
Unutturmaya çalIşan ne-idig ü-belirsizler mi daha şerli?
Soyleyin bana hangisi daha çok şerli?
Abdullah Konuksever
(28 mart 2012, carsamba)
Kalbimi bedenimden çıkarıp alın
Kalbimden bir mühür yapın
Mühürü kağıda basın:
Allah
öbür tarafıyla da bir damga yapın
4 ay önce taşınmış olduğum evin bahçesine taş döşetecektim. Zaandam’da bir şirkete taş ve kum siparişi vermiştim. Nureddin Karaca adındaki komşumun biri, sipariş vermiş olduğum kumun yetmeyeceğini söyledi. Araya hafta sonu girdiği için şirketi arayıp biraz daha kum siparişi vermek istemedim... Yeni sipariş vermekle, malların geç gelebileceğini yani işin uzayabileceğini düşündüm. Halbuki, komşularımın çoğu bahçesini çoktan bitirmiş ve havanın güzel olduğu günlerde bahçenin keyfini çıkarıyorlardı. Bende bahçenin bir an önce bitmesini istiyordum.
Çözüm, bahçedeki çiçekliği iyice kazıp buradan çıkan kumu kullanmaktı çünkü arkadaşım Teyfik Akdoğan, çiçekliğin toprağının bol olmasını tavsiye etmişti... Bir taşla en az iki kuş vuracaktım... Birincisi, bahçedeki beş veya on santim kalınlığındaki siyah toprağı uzak bir yere götürüp dökmem gerek-me-yecekti çünkü bunu kazdığım çukurun içine dökecektim. İkincisi, çiçekliğimin toprağı bol olacağından ne ekersem bitecekti. Üçüncüsü, çukurdan çıkan kumu kullanacaktım.
Nisanın ilk günü bir kaç kuş birden vurmuş olmanın keyfiyle bahçede çukur kazmaktaydım. Diğer taraftan buraya ekeceğim çiçek ve fidanları düşünüyordum:
‘gül mü, elma mı yoksa üzüm mü eksem? ” Bahçede kah bana yardım etmeye çalışan, kah oynayan kah ara sıra bana akıl, fikir veren 4 yaşındaki oğlum Muhammed Mustafa, yanıma gelip kazdığım çukura kimin yatacağı veya buraya kimin konacağını sordu...
Yıllarca fakirliğe, yoksulluğa katlanmıştık
Defalarca enflasyonu, devalüasyonu atlatmıştık
Biliyor musun para, daha nice zorlukları aşmıştık
Ama kredi kartı ve e-bankacılığa dayanamadık
Bunca zamandan sonra seninle zoraki ayrıldık
Hiç ümidim kalmadı, biz kavuşamayız artık
Kardan kalbe
Yine kış geldi, lapa lapa kar yağdı
Keşke bir kerecik kalbime de yağsaydı
Çevrede ne kadar ot, çöp varsa altta kaldı
Yarışlara dair
Yarış vardır
Kimileri kazanır
Kimileri kaybeder
Müsabakalarda ödül alıp almamak gibi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!