Ecdadım!
Bu gün Irak üç yıldır işgal altında
Necis çizmelerle çiğnenmiş ülke baştan başa
Namuslar kirlenmiş, canlar yanmış, mallar yağmalanmış,
Kimin umurunda? !
İngiliz’in ölümü
Irak savaşının beşinci günüydü
Basra’sı, Bagdat’ı, Musul’u ve Kerkük’ü
Arabı, Türkmeni ve Kürdü
Sarayı, fabrikayı, yolu ve köprüyü
Durmadan zonklayan baş ağrısı
Bıçak gibi batan mide sancısı
Cayır, cayır yakan vucud ateşi
Iki büklüm yere seren kalp krizi
Çektigimiz acıların, elemlerin hepsi
Nasıl hatırlatmaz bize cehennemi?
ŞiirDefterindeki şiirleri okurken milli şairi düşündüm
İşgal edilen toprakları
Yakılıp yıkılan vatanı
Tarumar edilen bağları, bostanları
Ekin gibi biçilen delikanlıları
Yürüyüşe çıktım, sokaklarda geziyorum
Nereden aklıma geldi, bilmiyorum
“Öleceğini anlayanlar çevresine nasıl bakarlar” diyorum
“Elveda, dünya… bak ben artık gidiyorum”
“Koca bir ömrü boşu boşuna geçirdim, ona üzülüyorum”
Ben de sanki son kezmiş gibi etrafı seyrediyorum
Ey insan, yaptığın yanlışa
Sakin mazeret arama
Günaha mazeret olsaydı
Hata haramdan sayılır mıydı?
(31 mart 2014)
Su denize meyleder
Şırıl şırıl akıp denize gider
Ayçiçeği güneşe meyleder
Gün boyunca güneşi seyreder
İç çamaşırların iyice ıslanıncaya
Nasırlı ellerin, kuru kolların zorlanıncaya
Aşınmış dizlerinde derman kalmayıncaya
Bulanık gören gözünün onu kararıncaya…
Kadar çalış sen, vatandaş Rıza!
İnanamıyorum sevimliliğine de, mütevaziliğine de
Ne bileyim, boynunu yapmacık bükmediğini?
İnanamıyorum içten ve kibar sözlerine
Ne bileyim, edebiyat yapmadığını?
Özcan Nazik, siyasilerin tartıştıkları seçim proğramını izliyordu. Zart Parti başkanı kelaynak neslinin hızla tükendiğini ve kelaynakların mutlaka korunma altına alınması gerektiğini savunuyordu. Partisinin bu konudaki çok kapsamlı ve geniş projesini en kısa zamanda basın bildirisiyle kamuoyuna açıklayacaktı.
Curcuna Parti başkanı ise şimdiye kadar kelaynaklara yeterince kaynak ayrılmış olduğunu ve bunların Türkiye’de yeterince bulunduğunu savunuyordu. Curcuna’cıya göre kelaynakların değil gri merkeplerin her geçen gün sayısı azalmaktaydı. Sadece ülkemizde yaşayan gri merkeplerin ekolojik dengedeki önemi bilim adamlarınca keşfedilmiş olduğundan dolayı uluslararası bir çapta gri merkep kaçakcılığı başlamıştı. Yurt dışına kaçırılan gri merkepler başka ülkelerin hava şartlarına uyum sağlayamadıklarından çoğalmak şöyle dursun, gurbet ellerde telef oluyorlardı. Türkiye’de gri merkep çiftlikleri kurulup bu çiftlikler devlet tarafindan her yönüyle desteklenmeliydi. Özel yetiştirilmiş gri merkepler devlet aracılığı ile sağlıklı koşullarda ihraç edilmeliydi. Bu sayede hem ekolojik dengeye katkı sağlanmış olacaktı hem de ülke ekonomisi canlanacaktı. Özcan, tartışmaya kendini o kadar kaptırmıştı ki, eşinin yanına kadar gelip kendini çağırdığını zor duymuştu.
- Özcan! Kapı çalınıyor!
- Ayla sen bakiver, ben merkeplere bakıyorum!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!