Bana bir kağıt bir de kalem verin
Düşte gördüğüm bir dünya çizeyim
Kış gününde sıcak ve yazın serin
Sıra sıra güzel evler dizeyim
Ağaçlar çizeyim dalları yeşil
Hakikati söylemek bir şereftir, bir onur
Her hakikat bir taştır, taş gediğine konur
Bir zamanlar bir köle
Gitti bir umut ile
Halifenin yanına
Ve çıktı huzuruna
Kışa tebdil oldu yazım
Kimseye geçmiyor nazım
Sen sus dedi bana sazım
Derdini ben söyleyeyim
Kalbim közdür hayalim kül
Buluttan nem kapılır
Habbe kubbe yapılır
Adaletten sapılır
Şeytanidir nazarlar
İpleri kopmuş gemin
Herkes gitti ey dost bari sen gitme
Gidip beni nar-ı hicrana itme
Gitme bana yaban olur bu eller
Çektim nice cevr u cefa
Sürmedim ben zevk u sefa
Kalmamış hiç ahde vefa
Gidiyorum dosta doğru
Bendeki bu garip hali
Tutmaya çalışmakla geçer ömrümüz
mutluluğu eteklerinden
Gün doğar diye bekleriz
Gecenin kahrını çekerek
Ama heyhat
Gecemiz uzundur bizim
Ya temmuz sıcağı ya kar yağarken
Ya öğle vakti ya gün doğarken
İster geç gitti de istersen erken
Teneşirde solmuş yüzlerdir gerçek
Giderim başımda bir deli rüzgar
Yükü yar kokusu sevda kokusu
Giderim beynimde bir yığın efkar
Önümde engeller sayısız pusu




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!