Âşkımı kül eyledin gelme hüzün verme sen,
Sevme nedir bilmedin gelme,yalan sevdiğin,
Sen beni terk eyledin,yok da gönül verdiğin,
Yetti hüzün verdiğin, gelme yalan her şeyin.
Söndü yanan kalbimin şavkı şafak olmadan,
Sis sarıyor dağları, karlar yağar,
Dertli çoban, kıl keçiden süt sağar,
Doktoru yok köyülerin, hasta var,
Korkusu dağ sardı, hemen kar yağar.
Bir çare der, hastayı sarmış gider,
Efkar bastı yine beni,
Daldım gittim yine geçmişe.
İçiyorum.
Bir elimde kadehim, bir elimde meze.
Ben dinlerim İnce, ince çalar kemancı,
yüreğimdeki sese..
Gün batar kuşlar döner,dönmez giden,
Her giden memnun ki, kalmış her giden,
Yer karanlık, gök karanlık korkmadan,
Hep yatarlar, dönmüyor! onlar neden?
Gamımla yoğrulurum, bilmiyor yarim ne çare,
Hüzün dolan bu gönül, der-t_ilen yanar virane,
Yanıp durur yüreğim, tütmüyor neden bu hane,
Zalim değilde nedir söyle, sevdiğim şu kadın.
Gamımla ülfetimiz var, neden hüzünlü hane,
Ben,
Bir tek yüzlerimi yıkarken bakarım aynalara,
Aynalar bakar’ da, güler saçlarıma.
Yine de ben,
Üç beş tel kalmış saçlarımı tararım.
Aynalar kızar bana,
Bir gün, yaşlanırsan,
Aynalara bakmaya utanırsın,
Yavaş, yavaş kaçarsın aynalardan,
Yılları düşman sanırsın.
Kendini genç sanırsın,
Başı dumanlı,karlı yüce dağlar,
Nerde yiğitler,herkes ondan ağlar,
Kurt kuş mu yedi,bunca yürek sızlar,
Nerde yiğitler,bak analar ağlar.
İlk bahar geldi, kapalı yolların,
Zehra.
Kapılmıştım senin sîhrîne.
Ah Zehra ah.
Görür görmez tutuldum sana,
Gönül verdim sen bilmeden ah Zehra ah.
Gönül yandı yanıyor
yıldızlar yağdı,
gecenin yarısında,gölgelerin arasından,
ıslandık, yastık yorgan beraber,
boncuk,boncuk damlalardan,
hayaller doldurdu karanlık odanın içini,
beni ağlatarak,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!