Gurbetten sılaya doğru çıktım yola
Ta ki karıcıkta verdim bir mola
İçtim soğuk suyundan da kana kana
Ne kadar da özlemişim memleketimi
Karşıladı sıra dutlar beni, köyün girişinde
Bilinmez bir şeydir “NEDEN”
Ararsın, en iyi polen koklayan arı gibi
Çizersin resmini hayal dünyasının
Dönüp bakarsın, dersin NEDEN?
Takılırsın, yarınların beyaz kanadına
Güneş gibi doğdun sevgin ile öze
Desten olup girdin, gönül ile söze
Tanrının en büyük armağanısın bize
Gönüllerde taht kurup yaşarsın öğretmenim
Kış, yaz demeden coşkuyla çağlarsın
Geçmez bir günüm, görmezsem didarı, avare olurum
Bir tebessüme aldanır, vefasız cananın cihanı olurum
Görecekse bir sabah mağrur yüzün uykudan sonra
Darılmaz gönül, cemaline mir'at olurum
Şu kanat çırpan leyleğe sor hele
Acep bizim ellerden geçmez mi?
Bağrı yanıp, kurursa dilleri
Süzülüp, goyak suyu da içmez mi?
Yemyeşil olmuştur şimdi gedik ardı
Çırpınıp duruyor belirsiz hayalin
Kanadı kırık göçmen kuşlar gibi
Yaşıyorum seni, tüm benliğimde
Öznesi olmayan aşklar gibi
Bir ışık gibiydin hüzün dolu bulutlarda
Gönül dağının şen bülbülü
Eser de yeller, tüyler perişan
Lal olmuş, söylemez türküsünü
Kaybetmiş benliğini diller perişan
Laleyi, nergisi hazan çalmış
Hoyrattır bizim elin gamsız geceleri
Çöker karanlık, hasret gibi sana gelir
Açılır meyler, taze çiçekler gibi
Konuşmaz diller birden söze gelir
Atılır ardından naralar, çalınır sazlar
Gözlerinde cihan dize gelir
Gecenin sessizliğini bozan güneşler,
Bir ülkü, bir sevda, bir ırk seni bekler.
Atılan her adım Turan'ın filizlenen temelleri,
Geçiyor sınırdan Alparslan'ın, Fatih'in erleri.
Ey Türk oğlu! Şüheda olsa da bu kavgada sonun,
Topla döktüğün incileri, bırak ırmaklara
Yaşasın bozkırların kanayan yarasında
Uzansın elim ahdı vefa dostlara
Kızarsın, açsın sulak alanlarda
Çiz hayalini, benim bacım
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!