Bir defa kırılınca
Bin özür bekler de
Bir özür dilemek
Gelmez aklına
Kırınca bin defa
Artık ben
Konuşmayacağım bundan sonra
Yokluğum konuşacak
Ve acı tatlı
Bıraktığım hatıralar
Çiçekler elvan elvan
Tepeler duman duman
Bereket ayı nisan
Dolaşır üstümüzde
Yüklü yüklü bulutlar
Bir cemre gibi düştün
Havama suyuma toprağıma
Ancak sadece şüpheyi uyandırdın
İçimdeki birlerce hasletten
Şüphe
Yollardan arabalar gelip geçiyor
Yağmurlar yağıyor hayat saçıyor
Arılar yayılmış kırda çiçek seçiyor
Bahar gelmiş Gadmer’e
Kırlarda kardelen çiçekleri
Bakalım
Nereye varacak bu işin sonu
Bu işin sonunda kim olacak galip
Kim olacak mağlup
Kim gülecek
Kim kaybedecek
Yolu İstanbul’un bana göründü
Bana düşen artık çekip de gitmek
Gam doldu sevinçten içim arındı
Bana düşen artık çekip de gitmek
Kalmadım yuvamda sabit bir kuşum
Güle diken yatak sermek gibidir
Vücudu öldürür gurbette bayram
Bahar bahçesinde kızgın tipidir
Sevinci soldurur gurbette bayram
Bir dalga yükselir çarpar kıyıya
Penseye kaptırır gibi elini
Kalbini aşka kaptırma
Çok ağlarsın
Çok inlersin
Çok
Kağnı tekerlekleri gibi
Daha
İlk günlerden belliydi
Kışın sert geçeceği
Geçti geçiyor belki de
Geçmeye de devam edecek
Böyle sert




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!