Bir defa kırılınca
Bin özür bekler de
Bir özür dilemek
Gelmez aklına
Kırınca bin defa
Artık ben
Konuşmayacağım bundan sonra
Yokluğum konuşacak
Ve acı tatlı
Bıraktığım hatıralar
Çiçekler elvan elvan
Tepeler duman duman
Bereket ayı nisan
Dolaşır üstümüzde
Yüklü yüklü bulutlar
Yollardan arabalar gelip geçiyor
Yağmurlar yağıyor hayat saçıyor
Arılar yayılmış kırda çiçek seçiyor
Bahar gelmiş Gadmer’e
Kırlarda kardelen çiçekleri
Uyuttular tarlaları
Kovdular inekleri koyunları
Kaçtılar şehirlere
Sığındılar betonlara
Kestiler ayaklarını yerden
Ateşi soydular
Penseye kaptırır gibi elini
Kalbini aşka kaptırma
Çok ağlarsın
Çok inlersin
Çok
Kağnı tekerlekleri gibi
Ağlamak bir diz olsa
Ben de üstüne koysam başımı
Saatlerce uyusam
Alsam uykumu
Ağlamak gölgesi olsa bir ağacın
Bakalım
Nereye varacak bu işin sonu
Bu işin sonunda kim olacak galip
Kim olacak mağlup
Kim gülecek
Kim kaybedecek
Yolu İstanbul’un bana göründü
Bana düşen artık çekip de gitmek
Gam doldu sevinçten içim arındı
Bana düşen artık çekip de gitmek
Kalmadım yuvamda sabit bir kuşum
Güle diken yatak sermek gibidir
Vücudu öldürür gurbette bayram
Bahar bahçesinde kızgın tipidir
Sevinci soldurur gurbette bayram
Bir dalga yükselir çarpar kıyıya
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!