“KASIM’IN GÖZYAŞLARI”
Ben, uzun yollardan sevdiğimin diyarına gelen bir yolcuyum.
Sebepsiz bir yağmurda ayrıldı yollarımız,
Ve şimdi üzerimde,
Tüm o yolun yorgunluğu var bu gece.
Zamansız yağıyor yağmur,
Hafif bir rüzgâr esiyor bağrımda,
Ve ben bir dağın eteklerinde kaybolmuş
Bir ceylanın gözlerinde buluyorum kendimi.
Çiğ düşmüş gözlerime,
Yanaklarım sırılsıklam…
Kurumuş bir toprak parçasıyım artık,
Sadece bir damla yağmur bekleyen.
Sessizleşmiş gecenin koynunda,
Ormanın derinliklerinde,
Sinsi korkularımı teselli ediyorum kalbimle.
Her uğultuda çarpan yüreğimin sesini dinliyorum.
Gözlerinsiz kaldığım bu karanlıkta,
Damarlarıma işliyor yokluğun,
Tedirginliği yüzüme vuruyor,
Derin… çok derin.
Ben ayrılık istemedim.
Kaybolduğum baharın sıcaklığını arıyor ruhum.
Aylardan Kasım.
Serin bir rüzgâr var.
Ve yağmur çiseliyor usul usul…
Ben, evimden çok uzak diyarlarda
Seni arıyorum hâlâ.
Adım adım,
Korkularım ve gölgem peşimde.
Ay bile saklanmış bu gece benden.
Kulağımda bir fısıltı…
Hayattan koparan bir çığlık gibi,
Seni anımsatıyor.
Her ağaçta resmin,
Her rüzgârda sesin,
Her karanlıkta
Parlayan gözlerin…
Kocaman bir dağ var artık aramızda.
Kolum kanadım kırık,
Ceketimde ıslanmış bir fotoğrafın,
Çamura batmış hayallerim,
Ve ben…
Hiç bilmediğim bir diyarın karanlığında
Seni arıyorum hâlâ.
Artık gücüm kalmadı.
Nefes alacak durumda değilim.
Ayaklarımda derman yok.
Kalbim yavaşlıyor,
Dilim damağım kurudu.
Ama gözlerim seni aramaktan vazgeçmiyor.
Her şey simsiyah.
Gözlerim karanlığa hapsolmuş.
Ve yolun sonuna geldiğimi hissediyorum.
Seni ilk gördüğümde
Bir boşluğa düştüm…
Bir güvercinin kanadı gibi süzüldüm
Yüksekten,
Ve yere çakılınca anladım
Ruhumun bedenime nasıl baktığını.
Nefes alıyorum ama
Bedenim donuk,
Gözlerim açık,
Sadece seni arıyor.
Ve fark ediyorum artık…
Seni kaybettim.
Karanlıkta,
Sessizleşen dilimin bile
Sana kıyafetsiz kaldığı
O uğultulu yolda kayboldum.
Ama bir anda…
Seni görüyorum!
Gamzen, gülüşün,
Saçların dalgalanıyor
Beni uçuruma sürükleyen rüzgârda.
Sesleniyorum defalarca:
“Gitme!”
“Dur!”
Ama duymuyorsun…
Koşuyorsun benden uzaklara.
Ben ise…
Elimde tuttuğum o ıslanmış resimle,
Saçlarıma bulaşan çamurla
Sana doğru yıkılıyorum.
Ve sen…
Sessizleşiyorsun bir anda.
Sanki dünyaya susacak kadar acı dolu bir bakışla
İçini haykırıyorsun bana.
Kasım’ın yağmurları bile ıslatamadı bedenimi,
Ama gözlerinden düşen yaşlar
Tenime kadar karıştı bu gece.
Ben,
Diyar diyar seni aradım.
Ruhum seninle birlikte ölüme gülümsedi.
Ve senin gözyaşların,
Bana bir veda öpücüğü gibi
Kucaklaştı yüreğimle.
Her şey sustu şimdi.
Ben gidiyorum…
Kasım’ın hüzünlü yaprakları arasında
Süzülüyorum sensizliğe.
Ve umutlanarak çıktığım bu yolda
Sadece gözlerine bakabilmek için
Uçurumlara feda ettim
Gözlerimi…
---
❄️
Not: Bu şiir bir yolda kalanın, birini yüreğinde sonsuza dek taşıyanın feryadıdır.
Bir gün geri dönersen, yağmurun altında, gözleri açık bir adam seni hâlâ bekliyor olabilir.
Ama unutma, bazı gidişlerin dönüşü olmaz…
Mehmet Bildir (PirŞair)
13.4.2020
Kayıt Tarihi : 25.11.2024 23:49:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
#pirsair#
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!