Gülizarım beni götür
Kalbime hançer batır
Al da koynunda yatır
Ellerine kına yakmış
Yusuf koşar ardın sıra
Şayet günün birinde
Umutlarına kelepçe vurulursa
Kimliğin farketmez hani
Yaşında önemi yok
Yoldaş
Tükürüğünü yapıştır suratlarına.
Kerbelâ’dır unutulmaz
Hasan Hüseyin bulunmaz
Kahraman yiğit yorulmaz
Selam olsun yiğitlere
Turna gelir katar katar
Kerpiç olduk duvarına
Harman olduk savrulduk biz
Çoban olduk davarına
Çamuruyla yoğrulduk biz
Bağda yaban gülü olduk
Ne meraklı halkımız var
Kitaptan şiirden uzak
Olur olmaz her şeye zar
Kitaptan şiirden uzak
Her zaman kaçar kolaya
Çiçekler actı kırlarımızda
Koklayacağım sevdasına
Yaz yağmuru yağsın gülüm
Acsın çiçekler kurumadan
Geriye dönmez ki o yiğit halkım
Yollarına mayın döşense bile
Ölmeye geldik der: dönmeye değil
Niksar, Kızıldere yaşansa bile
Toprağın bereketli hey! Anadolu
Bizim köy de yayla başka
Kızıl ırmak gelir aşka
Basma evin ocağına
Yanarsın kızgın ataşta
Az kaldı yeşerir ova
Memleketimin ırmağı
Nazlı akar Kızılırmak
Yıllarca durmadan aharı
Nazlı akar Kızılırmak
Gece gündüz ağlayanım
oyunuzu bana verin
ananızı ağlatayım
koltuğu rahat görünce
kıçınızı dağlatayım
salavatla girdi safa
KIRBAÇLAMAK DÜNYAYI
İlk bakışta Yusuf Ter’in öyküsü bildik bir serüveni anlatıyor gibi; ücralardaki “bizim köy”lerden birinde doğmuş Ter, yoksulluk ailesiyle birlikte onu yaban ellere savurmuş, hasret, baskı, yoksulluk, çileler üstüne çile O’nu Düş ülkesinin ezgilerine vurmuş, oradan da duygul ...
DOST YUSUF
“Güzel insan Yusuf Ter’e”
Yıllardır hep doğru yazdığım için
Nedendir hep beni suçlarlar Yusuf
Düzenin hilesin sezdiğim için
İdama bizlerden başlarlar Yusuf
Şöyle düşünürüm olan çok acı
Tilkiye vermişler krallık tacı
Bu düzende meyve veren ağacı
DOSTUM YUSUF TER
1970 de Kozanlı’ nın, İmranlı Köyünde Dünyaya gelen Yusuf Ter, küçük yaşta babasının işi gereği İsviçre’nin Basel kentine gider. Bu göç esnasında eğitimini de İlkokul dördüncü sınıfta bırakır bir daha okula devam etmez. Fakat, İlkokulu bile bitiremeyen Yusuf Ter, boş durmaz, ...