Bildiği var ondan şaşmaz
Siyasiler boşa koşmaz
Nasıl olur sabır taşmaz
Siyaset sahtekar oldu
Pazar kurulur sergiye
Soldurdular gülümüzü
Öldürdüler dölümüzü
Elim varmaz
Dilim yanmaz
Sarıldım tenine
Cansız düşüverdi yere
Onlar Çiğ köfte meclis de yoğuruyor
Gebe kalmış Anadolu doğuruyor
Nur topu gibi veletler doyuruyor
Bak hasetler halka iti koyuruyor
Cızbız etin kokusu sardı havayı
Oy Kızılırmak da akarsın dertli
Karışıp kara suya olma kederli
Aşıkların gecemediği şu köprü
Pirim Hacı Bektaş Veli de geçer
Kırşehir, Nevşehir, birde kayseri
Kırın, yabanın, uçan kuşların saklanmaya konacağı dalı bulmaya ihtiyacı yok.
O kadar düzlük, o kadar geniş dere-tepe var ki, olan ağaçlar da derenin içinde.
Buğday kırıntıları toplamak için yazlığa çıkarlar serceler güvercinler. Susadıklarında
su içmek için giderler dereye. Koyunlar meleşerek, inekler sürüsünde sineklenerek
güfa düşmüş gibi kuyruklarını sallayarak yerlerinde durmuyorlar. Çoban Hamza ne yapsın? Koyuna kuzuya, bir de karışırsa sığıra! Koyunlar, köpekler bile gölgelik arıyor.
Düz ovanın kızgın güneşin kızıllığında hayvanlar ne yapsın?
Ülkeyi kana bular, eli Kanlı faşistler
Gerçek yurt sever ise sosyalistler
Emperyalizmin maşasıdır bu itler
Gerçek yurt sever ise sosyalistler
Tuzak kurdunuz yurdunu sevene
Hasan dağı püskürdü de lavları
Bozkırların şeklendi taşları
Yeraltında şehri tarih kokuyor
Nevşehir’in kilimleri çok ünlü
Suyu soğuk kırılmaz hiç testisi
Elizabetin uçağı yanlış indi
Nasrettin hoca eşeğe ters bindi
Köşkte iki ayaklı hindi yendi
Nasrettin hoca eşeğe ters bindi
Karşıladı sarıklı, küpeliler
Baltanın hatası var
Sapının da yası var
Mecnunun acısı yar
Leylasından aşk diler
Kerem yanar kavrulur
Bakışların gözlerimi yumdu
Senden kaçarcasına
Elimde ayağımda kan durdu
Güzeliğin gözüme vurduğunda
Sıcaklığın
Senfoni si
KIRBAÇLAMAK DÜNYAYI
İlk bakışta Yusuf Ter’in öyküsü bildik bir serüveni anlatıyor gibi; ücralardaki “bizim köy”lerden birinde doğmuş Ter, yoksulluk ailesiyle birlikte onu yaban ellere savurmuş, hasret, baskı, yoksulluk, çileler üstüne çile O’nu Düş ülkesinin ezgilerine vurmuş, oradan da duygul ...
DOST YUSUF
“Güzel insan Yusuf Ter’e”
Yıllardır hep doğru yazdığım için
Nedendir hep beni suçlarlar Yusuf
Düzenin hilesin sezdiğim için
İdama bizlerden başlarlar Yusuf
Şöyle düşünürüm olan çok acı
Tilkiye vermişler krallık tacı
Bu düzende meyve veren ağacı
DOSTUM YUSUF TER
1970 de Kozanlı’ nın, İmranlı Köyünde Dünyaya gelen Yusuf Ter, küçük yaşta babasının işi gereği İsviçre’nin Basel kentine gider. Bu göç esnasında eğitimini de İlkokul dördüncü sınıfta bırakır bir daha okula devam etmez. Fakat, İlkokulu bile bitiremeyen Yusuf Ter, boş durmaz, ...