Nasıl met edeyim güzel yurdumu
Memleketim atlas halıya benzer
Dört mevsim yaşanır bir yıl içinde
Altından bezenmiş yalıya benzer
Her yerinde cevher her yer mücevher
Parselleyip bütün köyü böldüler
Yakıp bağları da geri döndüler
Eşek kayasında neler gördüler
Köyümün kıymetin bilmeyen beyler
Yer altı kaynağın hep kuruttular
Görünüşü biçimsizdi
Kardeşiyle geçimsizdi
Kavga etti köyde kaldı
Geldi geçti Fekmet emmi
Hep yürüdü yorulmadan
Bu davada kararlıyız
Yolumuz devrim yoludur
Darbe yemiş yaralıyız
Yolumuz devrim yoludur
Halkın kardeşliği olsun
Ulu deryalardan geldik
Gönül sofranıza erdik
Çünkü size gönül verdik
Merhaba sevgili dostlar
Nice çilelere savız
Delikli kayanla ipek halınla
İnan ki tarihte varsın Nevşehir
O renga renk deseninle alınla
Kızların halılar örsün Nevşehir
Kozaklı dağları yerle bir olmuş
Nihat Behram (Az Eylemiş)
Gökyüzüne ağız verip gecesini gün eylemiş
Ya neylesin gün görmeyen ya neylesin
Daraldıkça yüreğini zor eylemiş
Zaman olmuş hırçınlığı huy eylemiş
Aç kalmışlar ürüyorlar
İtleri eşekleri bağladım
Edebiyat adı haykırıyorlar
İtleri eşekleri bağladım
Ulumalar anırmalar
Sana çok canlar verdik
Dalgalan Karadeniz
Suyuna ağlar gerdik
Dalgalan Karadeniz
Deniz mahpusta yatar
gelincikler süslenir bahara naz ederek
gönlüme bahar gelir marttan sonra giderek
bir öper bin koklarım ona niyaz ederek
ah gelincik gelincik ah şu endamın var ya...
öyle bir güzelsin ki gözün dillere şayan
KIRBAÇLAMAK DÜNYAYI
İlk bakışta Yusuf Ter’in öyküsü bildik bir serüveni anlatıyor gibi; ücralardaki “bizim köy”lerden birinde doğmuş Ter, yoksulluk ailesiyle birlikte onu yaban ellere savurmuş, hasret, baskı, yoksulluk, çileler üstüne çile O’nu Düş ülkesinin ezgilerine vurmuş, oradan da duygul ...
DOST YUSUF
“Güzel insan Yusuf Ter’e”
Yıllardır hep doğru yazdığım için
Nedendir hep beni suçlarlar Yusuf
Düzenin hilesin sezdiğim için
İdama bizlerden başlarlar Yusuf
Şöyle düşünürüm olan çok acı
Tilkiye vermişler krallık tacı
Bu düzende meyve veren ağacı
DOSTUM YUSUF TER
1970 de Kozanlı’ nın, İmranlı Köyünde Dünyaya gelen Yusuf Ter, küçük yaşta babasının işi gereği İsviçre’nin Basel kentine gider. Bu göç esnasında eğitimini de İlkokul dördüncü sınıfta bırakır bir daha okula devam etmez. Fakat, İlkokulu bile bitiremeyen Yusuf Ter, boş durmaz, ...