1970 yılında Nevşehir’e bağlı Kozaklı’nın İmran
Köyü’nde dünyaya geldim. Öğrenimime ilk okul dördüncü
sınıftan sonra devam edemedim. Babam yurt dışındaydı ve
bizi yanına aldırttı. Çocukluğumu yaşayamadım, kitabımda
çocuklara daha fazla yer ayırdım, çocuk yanım ağır bastı.
İlk şiir kitabımda belirtmiştim: şiir kör insanın
gözüdür. Globlleşen dünyaya çocuklar daha varklı bakıyor,
onların ufuk çizgisi daha farklı yerde, daha ilerde,
büyüklerin görmediklerini görüyorlar, algılıyorlar, buna
26 AĞUSTOS GECESİNDE SAATLER
İKİ OTUZDAN BEŞ OTUZA KADAR
VE
İZMİR RIHTIMINDAN AKDENİZ'E BAKAN NEFER
Anasını kayıp etmiş bir kuzu
Fakir fukaranın ekmeği tuzu
Aç kalmış köpeği emer bu kuzu
Örnek al gel insan oğlu örnek al
Sosyalizm dediğimiz işte bu
Şiir bir bahçedir o bahçede yeşeren ektiğimiz tohumların gıdası tadı gibidir
Şiir topraktır
Şiir su dur
Şiir erişilmez güneş gibidir
Şiir bir ruhtur
Şiir deryadır
Rüzgar gibi savrulduk nice dağlarda
Öyle zorluklar gördük ki
Bu topraklarda
Öyle yokluklar çektik ki
zengin bağlarda.
Ama yılmadık,
Kocatepe de süvariler
Nöbet bekler yiğit erler
Uykusunda ağalar beyler
Nöbet bekler yiğit erler
Ardahan'dan aktılar nehre
Tırın altında kalma
Her şeyi eline alma
Uzaklara eşek salma
Allah cezanı verecek
Ham çıkar aldığın kavun
Tarihe not düşmek ve bu günden yarına, dizelerimiz ile Emperyalizme başkaldırışımızın tanıklığını bırakmak için buluşuyoruz. Bizler kendi dertlerini değil içinden yetiştiği halkın dertlerini, sorunlarını haykırıyoruz. Geçmişte ki kimi ozanlar gibi güle bülbüle şiir yazıp ağıt yakmıyoruz. Bizler, Emperyalizme ve onun uşağı faşizme karşı susmuyoruz, ona karşı haykırıyoruz. Kendimizi avutmuyoruz, güçlülerden yana methiyeler dizmiyoruz.
Sesini bizim sesimize katmak isteyen, Bende emperyalizme karşıyım diyen ozan dostları bu buluşmaya davet ediyoruz ve sesimizi çoğaltalım, sesimizi yükseltelim diyoruz.
Şiirlerin geleneksel halk şiiri olması (yani hece ölçülü ve uyaklı) gerekli.
İnsan artık yalnız gezemez oldu
Güzel Canan’ın gül yüzü soldu
Ölümler gencecik insanı buldu
Eşkıyalar İstanbul’a hakimdir
Gören yokmu başkaldırmış caniler
Sevdama köprüler kurulur
Akan su böyle mi durulur
Aşk acısı gözlere vurulur
Aşka yol atçımda gelmedin
Emekçiler meydanlara
Halay davul zurnalarla
Düğün kurun o yollara
Bir mayısta Kızılay da
Devrim için çıktık yola
KIRBAÇLAMAK DÜNYAYI
İlk bakışta Yusuf Ter’in öyküsü bildik bir serüveni anlatıyor gibi; ücralardaki “bizim köy”lerden birinde doğmuş Ter, yoksulluk ailesiyle birlikte onu yaban ellere savurmuş, hasret, baskı, yoksulluk, çileler üstüne çile O’nu Düş ülkesinin ezgilerine vurmuş, oradan da duygul ...
DOST YUSUF
“Güzel insan Yusuf Ter’e”
Yıllardır hep doğru yazdığım için
Nedendir hep beni suçlarlar Yusuf
Düzenin hilesin sezdiğim için
İdama bizlerden başlarlar Yusuf
Şöyle düşünürüm olan çok acı
Tilkiye vermişler krallık tacı
Bu düzende meyve veren ağacı
DOSTUM YUSUF TER
1970 de Kozanlı’ nın, İmranlı Köyünde Dünyaya gelen Yusuf Ter, küçük yaşta babasının işi gereği İsviçre’nin Basel kentine gider. Bu göç esnasında eğitimini de İlkokul dördüncü sınıfta bırakır bir daha okula devam etmez. Fakat, İlkokulu bile bitiremeyen Yusuf Ter, boş durmaz, ...