De gitti uzman işi biliçaltına girmek;
Uyuyan köpeklerde uluyan kurdu görmek;
Üstüne çıkmak için gayret gösteren pek az;
Ortayı bulanınsa, görevi top çevirmek...
Mecaz gerçek arası dilim dosta niyazda;
Tefekkür buz dansında, özgüvenim ayazda.
Yakaza düşlerimin ayda birlik uması,
Nabzımın vuruşuna güdümlü soluması;
Bana öyle gelir ki, Türk’ü Turan’a davet,
Avaz yele o kurdun dolunay uluması...
* Uma: Konuk, misafir.
Fiyaka met-cezirine güdümlü de basireti,
Suret perdesinden sebep güneşe hasret sireti;
Şipşak öz-çekimleri de özün özüne duyarsız,
Onca resme tek çerçeve, aysar meşrep esareti...
* Siret: Bir kimsenin iç yüzü.
Dizeleri demlerken kalemin esin burcu,
İçimizde ukdedir okura gönül borcu;
Doğum sancılarına katlanmak zor olsa da,
Şükür, bir dörtlük daha, Gül Dağından taburcu...
Kafa ütülemekte çalpara dilbaz nöker,
Fırtına biçmek için de gitti poyraz eker;
Söylemini kuşanıp eyleme geçme vakti,
Sesinin yankısına teslim bayrağı çeker...
"Benli seni" bulmak için tüm sözlükleri taradım;
Romanlara gömülerek "senli benimi" aradım;
Şiirleri "senli benli" şerhediyorken gördüm ki,
"Sen" ve "ben" yekdiğerinden kaçmaktalar uçar adım!..
Gayrı teneşir paklamaz yetmişinde azanı,
Eşkin aygır pozlarında burnu şiş abazanı;
Çağın orta yaş tavanı seksen beş diyorsa tıp,
Okuyanlar mazur görsün bu dörtlüğü yazanı...
Gülü düşte koklarız, yüreğimize batar;
Biraz tebessüm etsek, hüzün kaşını çatar;
Anladım, bu Dünya’da bize rahat uyku yok,
Diken üstü yakaza, göz yumsak şafak atar...
Kendi gündemimizi belirlerken habire,
Yad algı oklarından sine hep yara bere;
Öze dönüş cenginde ölsek gam değil amma,
Dik gömmezlerse hayıf, nâ’şımızı kabire...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!