Galeyana gelmiş halklar gibiydi duygularım
Yangın yeri olan rüyalara karıştı uykularım
Sensiz bir geleceği ben nasıl kurgularım
Sisin ardından gelen sesin en derin kuyularım
Ezelde mi yazıldı girift yazgımız bizim
*****
Ayın görünmeyen yüzünde haykırmak seninle
Duyulmaya ne gerek
Boşlukta bile yayılan , sesim sensin
Ayın görünmeyen yüzünde solumak seninle
Ayna ayna söyle bana
Ne olur yalan söyleme ama
Hep şen midir cilalı gövden
Karanlıkta hiç hüzün çökmez mi parlaklığına
Sınıfını bulamamış öğrenciydim
Hala da bulamıyorum
İlk okul çantam ve yokluğunun kamburu
Aynı acılar taşıyorum sırtımda
Bir gece kondum bu dünyaya
Maşuğun halini bilmez bigane
Sinmeden oturur sineye dane
İçine kapılır kızılca hane
Aşk girdabıdır bu ilk çilehane
Bülbüldür şakır hep sunmaz bahane
Sessiz bir gecenin sensiz karanlığında
Gözlerim güneş diye haykırırken
Aydınlığın seninle geleceğini düşlüyorum
Ama ne fayda
Bedenim süresiz yalnızlıkla boğuşurken
Avuçlarım çenemde izliyorum yine seni
O şapşal gülümsemem
O iç geçirmelerim
Ne kadar derinlere dalsam da
İstemem çehrenden başka yer
Gaybın anahtarı elimde değil
Belki de son kezdi gözlerimizin hasretle kucaklaşması
Elimde değil dilimin tutulması
Elimde değil dizlerimin bağının çözülmesi
Anla halimi lal olursam ayaklarının dibinde
Ellerimi tutup kaldırır mısın düşlerine düşersem
İtiraf ediyorum
Ben bir kez kuş vurdum
Fasulye sırığının dibinde mezarı
Bir avuç kara toprak oldu yorganı
Pır pır atan bir kalbi nasıl da durdurmuştum
Kim bilir hangi iklimin rüzgarını taşıyacaktı kanatlarında
Bir isim verildi bana
Güzel yüzlü birinden kalma
İkinci emanetimdi şu nefesten sonra
Topraktan kalıbını çıkardım adaşımın
Kustum yontulacak fazlalıklarımı
Şimdi hatırladım yediğim ilk elmanın tadını
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!