Yurdagül Özay Şiirleri - Şair Yurdagül Özay

Yurdagül Özay

Bilindiği gibi çağlardan çağlara geçen ve günümüze kadar gelen kentlere ruh ve dinamizm veren, kültür kaynaklarının başında sanat gelir. Sanat eseri ihmalcilik ve duyarsızlıkla üstleri küllerle kaplanırsa o kentin ruhu söner kaynağı akmaz olur. Yeni eserler meydana getirilmezse kendi kabuğu içinde kavrulur durur. Bence bir kentin, ruhunu canlandıran, dinamizm veren sanatçılardır. Sanat eserleri ile uğraşanların çalışmaları ne denli başarılı ise kentteki kaynaklarda o denli coşkuyla akmaya başlar, gelişir, güzelleşir çevreye açılarak kendisini tanıtır.
Millet olarak duyarlı olmamızı gerektiren bir konu; sahip olduğumuz bu değerlerimizi yaşamak ve yaşatmaktır. Çünkü yücelmemiz bu değerlere bağlıdır, ayrıca bunları gelecekteki nesillere aktarmakta bizim görevimizdir. Onlara en güvenilir kültür belgesi olarak bakılmalıdır. Sanat eserleri insanların karmaşık iç dünyasından çıkar. Evrensel duygu ve düşüncelerin ürünüdür. Tıpkı arının bal yapması gibi, sonuçta ortaya yepyeni bir olgu çıkar. Sanat eserleri dar kalıplara sığdırılmamalı, sanatçı özgür çalışmalı. Şunu yapacaksın bunu yazacaksın denildiği zaman düşünce ürünü olmaktan çok uzaklaşır ve zamanla”gereksiz” bir uğraş olmaya yönelir. Oysa insanı diğer insanlardan ayırtan yaratma yeteneğidir ve özgür alanlarda oluşturulmalıdır.
Sanatı daha yakından tanımak için duyguların yoğunluğuna şöyle bir uzanmak yeter. Yüreği bunaltıcı sıcaklıktan kurtarmak için yapraklarını üzerine örter ve tatlı bir serinlik verir, sonra da dallarını hafifçe sallayarak en güzel nağmeleriyle duygu yoğunluğunda bize eşlik eder. Ruha huzur veren eşi olmayan melodilerin bestelerini yapar. En güzel sesler, en güzel renkler sağanak yağmurlar gibi boşalır üstümüze. Bazen meyvesini bir şiirde verir. O meyveyi yiyen ruh dillenir de dillenir. Beden büyülenişin biçimsiz lezzetinin dolaştığını hisseder kanında. Yürek dalga dalga bir ihtişamın içinde derinlerde ta derinlerde yüzerken bir beste çıkıverir ortaya. Güzel bir tablo gizlilikleri ortaya serer, bir heykel suskun olsa da düşünceyi simgeler. Kuş cıvıltıları siner gözlerine, eseri oluşturanın ruhunu taşır.
İnsan elinden çıkmış sanat yapıtlarında en güzeli insan zekâsından süzülmüş en öz düşünceyi buluruz. Bir yaprak hışırtısı bir yıldız fısıltısı gibi. Dili çözülmedik daha nice güzellikler vardır sanatın içinde. Onu keşfeden sanatseverler ne mutlu.


Devamını Oku
Yurdagül Özay

Bir zamanlar en iyi ben anlardım
Bu sevdanın dilinden
Şimdi ise yine bir ben çekerim
Ne çekersem ayrılığın elinden
Oysa benim noksanım değildi sensiz olmak
Bu ayrılığa faturayı kesen ben değildim

Devamını Oku
Yurdagül Özay

13.yüzyılda Mevlânâ’nın bir dönemi var ki, ağaçta olgun meyve, tarlada dolgun başak… Haktan alıp halka saçtığı günler. Gönül erleri çevresinde bir halka oluşturup, onun sema meclislerinden gürül gürül akan feyz pınarlarından kana kana içiyorlar. Bu halkanın içine giren herkes miktarınca nasip alıyor. Yunus Emre de bu dönemlerde bu halkaya girenlerdendir. Bu meclisle mânâ âlemine daldığı şu sözlerinden anlaşılmaktadır.
“Mevlânâ sohbetinde saz ile işret oldu
Arif mânâya daldı,çün biledir ferişte”
Bu mânâ dünyası,”uruç_ı ervah”denilen ruhların yücelere ağdığı, meleklerin gezegenler gibi ilahi varlığın çevresinde döndükleri semâ meclisidir. Yunus bu âlemin zevkine varmış, nasibini almıştır. Yunus Mevlâna’nın kendisini sevdiğini şu sözleriyle anlatır.
“Mevlânâ hüdavendigâr bize nazar kılalı
Onun görklü nazarı, gönlümüz aynasıdır”

Devamını Oku
Yurdagül Özay

Kaderin susuzluğunu bulurum ben hep türkülerde
Yanan köz misali yüreğin öksüzlüğünü dile getirirler
Döküldükçe sazın tellerine
Toprağımın kokusu sinmiş sanki benliğine
Memleketimin alı yeşili çiçek çiçek türkülerde
Gurbeti hasreti ta can evinde duyurur

Devamını Oku
Yurdagül Özay

Bende ben olmayacak o güzelden ne fayda
Yok, bilirim kısmetim ezelden yok ne fayda
Nicedir kasıd eder şu canıma bu sevda
Yok, bilirim kısmetim ezelden yok ne fayda

Yol bilmezem hizmete varam desem kandedir

Devamını Oku
Yurdagül Özay

Sen sen ol da sakın nefsine uyma
Her söylenen sözü kulağa koyma
Kanaatkâr ol da çok yiyip doyma
Büyük lokmalara varmayasın ha

Dünya ebedi mi kalsın insana

Devamını Oku
Yurdagül Özay

Özden anlamaktır seni direnmelerinde
Yüreğe nakışlamaktır ilkelerinde
Yol almaktır devrimlerinde
Ve o yolu yarınlara ulaştırmak
Ölümsüzce ölümsüzlüğe

Devamını Oku
Yurdagül Özay

Ömürdür sel gibi akan
Dünya sanma sana mekan
Veysel in dediği handan
Geçen pişman göçen pişman

Aşk ile yığsan nadası

Devamını Oku
Yurdagül Özay

Girilmez benlikle gönül evine
Nefsini ateşle yak da öyle gel
Dost istersen eğer can bülbülüne
Gülzar ol gülleri tak da öyle gel

Dostun cemalinde ara Mevlâ’yı

Devamını Oku
Yurdagül Özay

Saklı şehir gibi gözlerim yasaklı sevdama
Sevdam ki yorgun gönlümün dar sokaklarında
Paramparça
Kayboluşlarım çınlıyor kulaklarımda
Özlemlerimde kanıyorum
Sensiz yaşadığım günlerin adını koyamaz oldum artık

Devamını Oku