Ezelden, ebede giden bu ömrü.
Bize bahşedene şükürler ola.
Hastalık, sağlık ve dahi ölümü umursamaz ki.
Kula kulluk eden canlar utansın.
İnsanı insan kılsın Yüce Yaradan.
Gamzelerin cennetten bir köşe midir?
Kara gözlerine kurban olduğum.
Gülüşlerin gül mü menekşe midir?
Şirin sözlerine kurban olduğum.
Güzelliğin Kenan illerinden mi gelir?
Sabreden dervişin
heybesindeki
ağırbaşlı suskunluk
sararken yeryüzünü
bir şehir ağlıyordu
koynunda gecenin
Bir bakarsın bahar gelmiş
Yeniden çiçekler açmış
Gökyüzü maviye boyanmış
Mahzun olma deli gönül
Ne dem baki ne gam baki
Yeşilin ve mavinin buluştuğu ey diyar.
Her sabah öperek Nemrut'u alnından
Binbir umutla yeniden doğan
Sarı saçlı güneşine tutulmuşum.
Maviliğiyle gökyüzünü kıskandıran
"Tatvan Denizine" vurulmuşum.
Sana kimsesiz şiirler bırakıyorum
Gökyüzü ve denizler kadar mavi.
Göğe her baktığında
Bir de deniz kokusunda
Allah'ı ve beni hatırla
Maviye çalan üç beş satırla...
Karanfil kokulu çayla,
Demlenir umutlarım.
Radyoda türkü saatidir.
Konuşmacı düzgün bir,
Memleketim.
Filinta gençliğimin fiyakalı sevdası.
Masum çocukluğumun mahsun aşkı.
Benim doğduğum topraklarda
Yalınayak koşar hayaller
Binbir gece masallarındaki gibi
İhtişamlı ve güzeldir gökyüzü
Şafağın ilk ışıklarıyla birlikte
Bir hüzün sarar gündüzü
Menım adım Dideban Dağıdır.
Eteklerim hep cennet bağıdır.
Bitlis'in özüyem men.
Sazların yanık teli,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!