Sana bakıyorum ey İstanbul!
Karşımda bir şiir gibi duruyorsun.
Tüm şairlerin yazmak isteyip de,
Bir türlü yazamadığı.
Sen gittin ya.
Buralarda böyle kaldım yaralı.
Garip bir kuş gibi bahtı karalı.
Ey can beni öylece bırakıp gittin.
Cehennemin zifiri köşelerine ittin.
Sen gittin ya.
Olur ya bir gün,
Yaktığın ateşe bakmak istersen.
Ben bıraktığın yerde seni bekleyeceğim.
Toprak ağlayacak.
Sen memleketler içinde en güzeli.
İnsanı, doğası ve tarihi ile en özeli.
Kelimeler seni anlatmaya yetmez.
Bin memleket gezsen bir Bitlis etmez.
Cennetten bir köşedir her yerin.
Bugün günlerden sensizlik
Her zaman ki gibi
Bir fincan acı kahve ile
Başladım güne
Pencere kenarından
Hasretle baktım gökyüzüne
Unutma Aziz Dostum!
Para kimseye şeref alamaz.
Serefsize şeref katamaz.
İster maraba ol ister paşa.
Sen sen ol şerefinle yaşa.
Ey Aziz Bitlis
dün gece
Şeribey Tepesinden
hasretle sana baktım
olduğum yere çöküp
su misali kıvrılarak
Sevemedim be iki gözüm
Yüzde dost özde hain olanları.
Yüreğine kadar ağu dolanları.
İnsana zehir olanları.
Dini, töreyi satanları.
Menfaat için atanları.
Şiirler demlerim
Köz ateşinde yüreğimin
Sonra bir yağmur tanesi
Düşer kanadına
Baharı müjdeleyen
Beyaz kelebeğin
Şiir bir gül bahçesidir.
Kokusunu alabilene.
Şiir gönül lehçesidir.
"Gönülce" anlayabilene.
Şiir insanı okuyabilmektir.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!