Beni sonbaharla yalnız bırakma
Ruhum, sarı yaprakların hüznüne karışmasın
Ölüm yaklaşmasın hayatımın kıyılarına…
Ağaçlar ölmezmiş derler geceleyin
Ne olur, bana geceleri özletme…
Mekansız ve zamansız yalnızlıktır sürgün
Dünyanın öbür ucu kadar kendine uzaktır
Geceyi yangın yerine çevirir bir nefesiyle
sevmek,
ayrılığa ne kadar uzak?
ayrılık,
aşkın kaçamayacağı bir tuzak…
acıysa;
hem aşka,
Hatırlarım,
salkım söğüttü saçların
bakışların gibi berrak sulara salardın
hatırlarım,
sen gülünce,
karşıki dağlar aydınlanırdı
sıcak bir ekmeğe uzanan,
iki küçük eldik.
buğusunda,
açlığın soğukluğunu yendik.
Sevdiğinden uzağa düşer sarı odalar
Kapatmaz yaşanan acıların izlerini
Hasretlerin rengi sinmiş perdeler
Seçemezsin sır taşımayan aynalarda
Eskimiş yüzlere karışır yüzün
ıslığımda ağır yol havası
içimde lay lay lom sesleri
bir kedi sesi tırmalar nefesimi
bir yanım sevda türküsü kıvamında
akordu bozulmuş diğer yanımın
durmaz, ters yüz ettiğim diğer yanım
Biz, rüzgar toplayan çocuklardık
Ceplerinde kurşuni bulutlar saklar
Kavak yeli estiğinde
Sular gibi çağlardık
Bir yıldız yakalar her gece
Kuyruğundan ay ışığına bağlardık
ÖLÜM
aldırmıyorum ölüme
gelecekmiş bir gün
varsın gelsin
hoş geldin bile derim
ama giderse sevdiğime
AYRILIK
Yalnızlık,
hazan vurmuş ağaçtan çıplak...
Ateş yutmuş kedi gibi,
damlarda gezerken hasret...
Zehri bal diye yutmaktır,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!